"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/393 E., 2023/479 K.
DAVA TARİHİ : 18.06.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/421 E., 2022/911 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına karşı onur kırıcı sözler sarf ettiğini, bunu her fırsatta yapmaktan çekinmediğini, kendi öz bakımına dikkat etmediğini, kadının kilosu ile ilgili kötü sözler söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin 30 kilo verdiğini, erkeğin cinsel birliktelikten kaçındığını ve cinsel rahatsızlığının olduğunu, bu hususta tedavi görmeyi reddettiğini, kadının maaşına el konulduğunu, müvekkilinin bu sebeple ekonomik şiddete maruz kaldığını, davalının cimri ve parayı seven bir yapıya sahip olduğunu, ortak çocuk ve kadın ile ilgilenmediğini, aşırı derecede telefon ve oyun bağımlılığının olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, evin, eşin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını gidermediğini, müvekkilinin network firmasından aldığı kazanç ile giderleri karşılamaya çalıştığını, ortak çocuğa kötü davrandığını, bağırıp şiddet uyguladığını, kadının bu nedenlerle komşularından uzak kalmak zorunda olduğunu, herhangi bir ziyaret olsa kadının tek başına gitmek durumunda kaldığını, erkeğin ziyaretlere katılmayarak müvekkilini yalnız bıraktığını, erkeğin ailesi ile kadın arasında sebepsiz soğukluk olduğunu, bu durumu düzeltmek için erkeğin çaba içine girmediğini, kadının defalarca fiziksel şiddete maruz kaldığını, erkeğin evdeki kapı ve duvarlara da ciddi zararlar verdiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek ortak çocuk lehine aylık 3.000,00 TL nafakaya, kadın lehine aylık 7.000,00 TL nafaka ile yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın müvekkili tarafından kadının adına kaydının yapıldığını, ancak kadının kendi ailesi için sürekli müvekkilinden maddî taleplerin olduğunu, müvekkilinin kredi çekerek kadının ailesine vermesinin istenildiğini, erkeğin son olarak krediyi çektiğini, kadının kendisinin telefon ve sosyal medya bağımlılığının bulunduğunu, kadının aile içindeki mahremiyetlerini sosyal çevreleri ile paylaştığını, tüm bu sebeplerle açılan asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin her tartışmada kadını evden kovduğu, onunla dalga geçtiği, olumsuz eleştirilerde bulunduğu, cinsel rahatsızlığı nedeniyle cinsel birliktelikten kaçındığı, evinin ve eşin ihtiyaçlarını kaşılamadığı, düğün cenaze gibi ortamlarda eşini yalnız bıraktığı, böyle yerlere kadının kendi babası ile gitmek zorunda kaldığı, kimseyle iletişim kurmadığı, asosyal bir hayat yaşadığı, daha çok bilgisayarda vakit geçirdiği, ortak çocuğa karşı ilgisiz davrandığı, onun kadının ailesinin yanında kalmasını istediği, ona ceza vererek sert davrandığı, kişisel bakım ve temizliğine özen göstermediği, kadının ise mahremiyet yükümlülüğünü ihlal ettiği, telefonla çok fazla vakit geçirdiği, ortak çocuğu kreşten eşinin kız kardeşinin alması sebebiyle tartışma çıkardığı, çocuğun onunla görüşmesini istemediği, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde kadınn az kusurlu olduğu, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının şartları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusursuz olduğunu, erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, ortak çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının babanın geliri ile orantılı olmadığını, kadının çalışsa da boşanmakla yoksulluğa düşeceğini ileri sürerek, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, hükmedilen tazminat miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının ispatlanmamış soyut iddiaları ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının yükümlülüklerini ihlal ettiğinden ortak çocuğun bakım ve gözetiminin de sağlanamayacağının bariz olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, kadının özel okulda öğretmenlik yaptığı, aylık dava tarihi itibariyle 6.287,00 TL asgari ücretin üzerinde maaş aldığı, adına kayıtlı bir evinin olduğu, ayrıca daha önceden de Farmasi firmasının ürünlerini pazarladığı ve buradan da ek gelir elde ettiği, dolayısıyla boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının tedbir ve yoksulluk nafakası reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik olmadığı, sosyal inceleme raporunun alındığı, velâyetlerin anneye verilmesi gerektiğinin belirtildiği, ortak çocuk yararına 4721 sayılı Kanun'un169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarlarında, isabetsizlik olmadığı ancak iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı, olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu, erkeğin evlilikte ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun iştirak nafakasının ve tazminatların miktarları yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk için aylık 2.500,00 TL iştirak nafaksına, kadın için yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, hükmedilen tazminat miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.