"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2575 E., 2023/477 K.
DAVA TARİHİ : 17.09.2020 - 14.10.2020
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/530 E., 2021/493 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının davasının da reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli "insanlar kötü, ... saf" anlayışıyla psikolojik baskı uyguladığını, müvekkili sadakatsizlik yapacakmış gibi davrandığını, en son boşanma konusunun gündeme gelince "kira ver, yoksa git" diye söylemeye başladığını ve en son yüzünü görmek istemiyorum dediğini ve müvekkilinin kardeşinin evine gitmek zorunda kaldığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sadakatsiz tavırları bulunduğunu, kafede Mustafa adlı bir kişinin çalışmasıyla davranışlarının değiştiğini, kadının psikolojik ilaçlar kullandığını, bırakınca takıntılı bir ruh hali içine girdiğini, ailesine ve çocuklarına ilgisiz olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, velâyetin babaya tevdiine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı yararına 30.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenen davalı-karşı davacı tanıklarının tarafların neden ayrıldıklarına ilişkin görgüye dayalı bilgileri olmadığı, erkeğin eşine karşı sürekli baskılayıcı baskın tavırları içerisinde olup zaman zaman telefon görüşme kayıtlarını çıkarttığı, falcıya giderek kadının kendisinden ayrılacağı konusunda kuşkuya düştüğü ve buna göre hareket ettiği, tüm hayatını kontrol altında tutma çabasının olduğu, son olarak seni istemiyorum, "evde kalacaksan kira ödersin" şeklinde söylemleri üzerine kadının kız kardeşinden yardım isteyerek evden ayrıldığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, uzman raporu değerlendirilerek velâyetin babaya tevdiine, çocuk yararına karar tarihine kadar aylık 300,00 TL, karar tarihinden itibaren 500,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; velâyet ve iştirak nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat, iştirak nafakasına artış uygulanmaması yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurunun kanıtlanmadığı, kadının boşanma davası yönünden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi koşullarının oluşmadığı, kadının da boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı-karşı davacı erkeğin kusur belirlemesi ve kadının davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, bu konuda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının boşanma davasının ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek özetle; erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, kendi reddedilen tazminat talepleri, iştirak nafakasına artış uygulanmaması yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı ve kusur belirlemesine bağlı olarak kadın ve erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddelei, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinnin birinci fıkrasında, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır.
3.Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
4.Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, İlk Derece Mahkemesince erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verildiği, hükmün taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kadının davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kadının davasının da reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edildiği görülmüştür. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe izafe edilen kusurlar yönünden dinlenen kadın tanıklarının sözlerinin bir kısmının duyuma dayalı olup bir kısmının soyut nitelikte olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunun kabule elverişli beyanlar olmadığı belirtilerek erkeğin kusuru ispatlanamadığından bahisle kadının davasının da reddine karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin, kadına karşı kıskanç tavırlar içine girdiği, tanıklara falcıya gittiğini, "benden ayrılıp üç ay sonra orospu olacak, onu evden kovacağım, burnu sürtülsün, dışardaki insanlar ona zarar verebilir" gibi sözler söyleyerek şüpheci ve baskıcı tutum sergilediği, en son "evden git, ya da kira öde" dediği ve tarafların ayrı yaşamaya başladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı-karşı davacı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmemesine göre kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde hatalı değerlendirme ile kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadının boşanma davası yönünden davacı-karşı davalı kadın lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre boşanma davasının fer'îlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2.Davalı-karşı davacı erkeğin kendi davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı erkeğin karşı davası yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.