"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2547 E., 2023/474 K.
DAVA TARİHİ : 13.11.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çivril Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/561 E., 2021/776 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiş, kadının ziynet alacağına yönelik usulüne uygun harcı yatırılarak açılan dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın için hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat ve nafaka taleplerine yönelik istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın için hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile ziynet alacağı davası yönünden verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadının ziynet alacağına yönelik karar verilmesine yer olmadığına dair karara karşı davalı-karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken ziynetler yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacı erkeğin başvurunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-karşı davacı vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 10.08.2014 tarihinde evlendiklerini, erkeğin kadına yönelik sürekli hakaret ve öldürmekle tehdit ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenle görülen ceza davalarının olduğunu, kadının evden hiçbir şey almadan ayrılmak zorunda bırakıldığını, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, gece geç saatlere kadar gizli gizli konuşup, cep telefonunu yanından ayırmadığını, kadının cep telefonuna dokunmasına dahi izin vermediğini, erkek hakkında dedikodu çıktığını, kadını tehditten ceza aldığını, son olayda da tehdit ve fiziksel şiddetinin olduğunu, ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ayrıca 15 bilezik, 2 büyük cumhuriyet altını ve setin aynen olmadığı takdirde bedelinin ödenmesi suretiyle iadesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin sağlık sorunları yaşadığını, dedesini kaybettiğini, kadının müvekkilini para kaynağı olarak gördüğünü, ceza davası nedeniyle müvekkile kusur yüklenemeyeceği, evliliğin devam ettiğini, erkeğin hastalık süresince eşinin kendisi ile ilgilenmediğini, destek olmadığını, müvekkilinin haberi olmaksızın cebinden para aldığını bu nedenle güven ilişkisinin sarsıldığını, müvekkilin ailesine karşı sevgi ve saygı göstermediğini, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, sürekli tatil yapmak gezmek istediğini, kadının müvekkilini sen cahilsin okumamışsın şeklinde küçük gördüğünü, birlik görevlerini de yerine getirmediğini, evlilikten ayrılık sürecine kadar evliliğe hep maddî anlamda birliktelik gözüyle baktığından çocuk sahibi olmak istemediğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminat ile 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin öfke kontrolünün bulunmadığı, sudan bahanelerle tartışma çıkardığı ve kadına fiziksel şiddet uyguladığı, yine tanık anlatımlarıyla ispatlandığı üzere ilçede üniversiteli kızlarla gezdiği yönünde dedikoduların dolaştığı bu suretle eşine karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu haliyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise eşinin ailesini kabullenmediği, eşini ve ailesini küçük gördüğü, bu haliyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alınarak, fakirleşmeye zenginleşmeye yol açmayacak şekilde 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin nafaka ve tazminat reddine, ziynet alacağına yönelik usulüne uygun harcı yatırılarak açılan dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; tüm beyanlarının tanık anlatımları ile ispatlandığını, erkeğe yüklenen vakıaları kabul etmediklerini, kaldı ki tanık beyanlarında geçen fiziksel şiddet ve sadakatsizlik vakılarından sonra evliliğin devam ettiğini, bu kadının bu davranışları affettiğini gösterdiğini, dayanılan vakıaların kadının tanık anlatımları ile desteklenmediğini, müvekkilin evlilik içerisinde boşanma kararına esas alınabilecek hiçbir kusuru bulunmadığını, evliliğin bu noktaya gelmesine kadının sebep olduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın için hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat ve nafaka taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın için hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile ziynetler yönünden verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve miktarları ile erkeğin reddedilen nafaka ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.