"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/344 E., 2023/331 K.
DAVA TARİHİ : 30.11.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/759 E., 2022/733 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı dava dilekçesi ile özetle; davalının kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, beyan ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile özetle; kadının lüks masraflarının olduğunu,yüksek harcamalar yaptığını, ailesini küçümsediğini, kovduğunu, hakaret ve küfürler ettiğini, evi terk ettiğini, kendi kararlarının uygulanmasını istediğini, yatak odasının kapısını kilitleyip tek başına kullandığını beyan ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığı, ailesi ile görüşmesine izin vermediği, kadının ise eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, eşine hakaret ettiği, eşinin ekonomik gücünün üstünde isteklerde bulunduğu, sık sık evi terk ettiği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 2020 doğumlu ...nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, tarafların ortak çocuğu Erva Çiftçi lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının 18.10.2022 tarihi itibariyle aylık 350,00 TL artırılarak aylık 650,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği anlaşılmış olup tedbir nafakasının 18.10.2022 tarihi itibariyle aylık 300,00 TL artırılarak aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin kabul edilen davası, tazminat taleplerinin reddi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek veklili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de SGK kayıtlarına göre kadının 2019 yılının 9. ayına kadar çalıştığı, sonra çalışmadığı, 2021 yılının 12. ayında tekrar bir markette işe girip halen 2023 ocak ayına kadar sigortalı çalıştığı, asgari ücret karşılığında gelir elde ettiği, tarafların eşit düzeyde kazanca sahip olmaları nedeniyle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği, erkeğin kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ortak çocuk için belirlenen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin hukuka ve kanuna uygun olduğundan esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin davasının kabulü, tazminatların reddi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakasının reddinin
usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminatlara hükmedilme şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin eşine şiddet uyguladığı, ailesi ile görüşmesine izin vermediği, kadının ise eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, eşine hakaret ettiği, eşinin ekonomik gücünün üstünde isteklerde bulunduğu, sık sık evi terk ettiği ve boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarına hükmedilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında erkeğin eşine yönelik şiddet eyleminin birden fazla olduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken Mahkemece hatalı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.