"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/26 E., 2023/224 K.
DAVA TARİHİ : 04.05.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/333 E., 2020/588 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin içsel yaşamından bazı psikolojik sorunları olduğunu, bu sorunlarını yansıtarak evliliği çekilmez hale getirdiğini, kadına ve çocuklara karşı fiziksel şiddet uyguladığını, azarlaması, aşağılaması olduğunu, ağır hakaretler ettiğini, 4 yıl önce tarafların ayrı yaşamaya karar verip ayrı yaşamaya başladıklarını, erkeğin, 2015 yılında noterden çocukların anneleri ile kalmaları için muvafakatname verdiğini, yıllardır eşine ve çocuklarına maddî ve manevî destek olmadığını, tarafların kızı Fazilet'in öğretmen olup ev tuttuğunu, annesi ve kardeşinin geçimine maddî destek olduğunu, erkeğin aşırı sinirli bir insan olduğunu, ailesinin de bu durumu bildiğini, ancak kimsenin davacıya destek olmadığını, yaşananlar nedeniyle davacı kadının hayatının alt üst olup sinir sisteminin yıprandığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ... için eğitim hayatı başlar başlamaz aylık 500,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, davacı kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı erkekten alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; 2015 yılında kadının erkeğin haberi olmadan evdeki tüm eşyaları ve evde erkeğe ait olan 3.000,00 TL'yi alarak evi terk ettiğini, bir daha da eve dönmediğini, kadın ve çocukların telefonlarını değiştirdiğini, onlara ulaşamadığını, kadının evi sürekli terk ettiğini, ancak sonrasında dönüşleri olduğunu, kadının erkeğin ailesini sevmediğini, saygı göstermediğini, taraflar bir arada yaşarken evde yemek yapmadığını, taraflar arasında karı-koca ilişkisini sona erdirdiğini, cinsel ilişkiden sürekli kaçtığını, evini ve eşini ihmal ettiğini, kapı ve pencereleri çarptığını, yine kadın ve kardeşlerinin erkeği sopayla dövdüğünü ve tartakladıklarını, evlilikte şiddete uğrayan kişinin erkek olduğunu, kadının evde sürekli huzursuzluk ve tartışma çıkardığını, erkeğe sataştığını, her şeyi sorun ettiğini, kadının tüm tavırlarına rağmen erkeği çocukları hatırına katlandığını, 2015 yılında kadına verilen muvafakatnamenin de kandırılması suretiyle alındığını, kadının çocukları babaya karşı kışkırtıp babadan soğuttuğunu, ortak çocuk ...'in reşit olup onun adına davacının nafaka isteyemeyeceğini, iştirak nafakasının reddi gerektiğini belirterek asıl dava ve taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılmasına, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın karşı davalı kadından alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadının ailesinin evlerine ziyarete gittiklerinde evden kovaladıkları, erkeğin bu duruma ses çıkarmayarak onaylamış olduğu ve bundan dolayı kusurlu olduğu, kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı ve gözü mosmor bir şekilde ailesinin evine gittiği, kendisine sorulduğunda ise kapıya çarptığı şeklinde beyanda bulunduğu, düzenli olarak çalışmadığı ve kadının halı dokuyarak evi geçindirdiği, bu şekilde erkeğin sorumsuz davrandığı, kadının ailesinin evindeyken erkeğin zor ve tehdit kullanarak kadını tekrar evine geri götürdüğü, kadının evine dönmesinden sonra da şiddet olaylarının devam ettiği ve kadını dövdüğü, para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, erkek tanıklarının, tarafların evine gidip gelmediği, iş arkadaşı olduğu, görgüye dayalı bilgileri olmadığı, Niğde'de talimatla dinlenen tanıklarının ise her ne kadar kadının bir çok kez evi terk ettiği belirtmişlerse de kadının, erkekten şiddet görmesi, erkeğin ailesinden baskı görmesi nedeniyle evi terk etmekte haklı olduğu, erkek taraf kadının kardeşlerinin erkeğe saldırdıkları ve şiddet uyguladıklarını, ifade etmişler ise de kadının böyle bir olayın olması halinde bile bu olaya sebebiyet verdiği ya da azmettirdiği yolunda görgüye dayalı herhangi bir bilgi bulunmadığı, bu yönden kadına bir kusur yüklenemeyeceği, bu nedenlerle kadının kusursuz, erkeğin de tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkeğin karşı davasının ise reddine, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, karşı davalı kadının boşanma talebi, nafaka ve tazminat taleplerinin kabulü, karşı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurarak kararın kaldırılmasına, asıl dava ve taleplerin reddine, karşı dava ve taleplerinin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin cevap ve karşı dava dilekçesinde tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebi olduğu, erkeğin bu talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmediği gerekçesiyle erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer'ileri ile reddedilen davası ve fer'î talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.