"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1065 E., 2023/219 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/591 E., 2020/207 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü tamamen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına yönelik aşağılama, hakaret, kötü muamele eylemleri olduğunu, birden fazla kez aldattığını, lüks yaşam düşkünlüğü bulunduğunu, sürekli banka kredileri kullandığını, kadına da kredi çekmesi için baskı yapıp kredi çektirdiğini, en son yine kadına kredi çektirebilmek için kadın adına şirket kurmak istediğini, kabul etmeyince baskılarının ve kötü muamelesinin arttığını, adına kayıtlı taşınmazları yakın arkadaşına düşük bedelle muvazaalı olarak kadını baskı altında tutmak ve edinilmiş malları kaçırmak için devrettiğini, kadına "o....para pul varken iyiydi,şimdi ne oldu, musluğun suyu kesilince böyle mi oldu, ben sana yapacağımı bilirim, seninle itibarım, ne namusun ne de paran olacak, herkes seni o....bilecek" dediğini, erkeğin, 07.06.2018 tarihinde kadının kullandığı cep telefonuna erkeğin el koyduğunu, kadının rehberinde kayıtlı erkek arkadaşlarına müstehcen içerikli sms'ler attığını, kadının öğrencilik zamanında tanıdığı ve kendisine duyguları olduğunu düşündüğü ... isimli şahsın sms ile "keşke bana bir şans verseydin" cümlesi üzerine erkeğin, kadına kafa atmak suretiyle yüzünü ve başka yerlerini yaralayarak fiziksel şiddet uyguladığını, kadının karakola gittiğini, sonra da "evi terk et, 11'de gelecem, seni ve çocukları görmeyecem, köpeği alıp gidecem, evde görürsem seni doğduğuma pişman ederim" şeklinde tehdit mesajları attığını, bunun üzerine kadının da çocukları alıp ailesinin evine sığındığını, bu defa erkeğin 10.06.2018 tarihinde kadının ailesinin evinin kapısına dayandığını, olay çıkardığını ve kadının, polis çağırdığını, kadın, eşya almaya eve gittiğinde kapı kilidinin değiştirildiğini gördüğünü, çilingirle kapıyı açtırınca evdeki tüm eşya, para ve ziynetlerin alınmış olduğunu görünce yine erkekten şikayetçi olduğunu, sonraki süreçte erkeğin sürekli telefonla taciz, hakaret, iftira ve tehditlerine devam ettiğini, ayrı yaşanan bu dönemde kadının telefonunu yasaya aykırı olarak dinlediğini, bir arada yaşarken de erkeğin eve sürekli geç geldiğini, kadın ve çocuklarla ilgilenmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla evlilik sırasında baskı ve zorla çektirilen krediler yine kredi kartı borcu nedeniyle 89.626,00 TL, kadının biriktirdiği 14.600,00 TL ve 1.300,00 USD ve kadının kişisel eşyalarını bilgisi dışında alması nedeniyle 30.000,00 TL zararı olmak üzere şimdilik 140.310,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, erkeğin bahçede çekilen fotoğraflarına bakmak için kadının telefonunu istediğinde kadının şüpheli hareketlerle telefonu vermek istememesi üzerine, erkeğin şüphelenip telefonu aldığında kadının başka erkeklerle Whatsapp yazışmalarını gördüğünü, aldatıldığını anladığı için erkeğin, kadına kendisi için çanta hazırlamasını ve evden gideceğini söyleyince kadının sinir krizi geçirdiğini ve kendisini yere atarak çığlık atmaya başladığını, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin yüzünden yaralandığını, fotoğraflarını çektiğini, karakolda fotoğrafları verdiğini, bu olay sonrasında kadının ailesinin evine gittiğini, erkeğin kadının ailesinin oturduğu sokakta devam eden inşaatını kontrole giderken erkeği gören kadın ve ailesinin balkona çıkıp bağırmaya başladığını, bunun üzerine erkeğin polisi arayıp çağırdığını, kadını ya da ailesini kesinlikle rahatsız etmediğini, dosya kapsamında kadın tarafından sunulan mesajların eksik olduğunu, kadının hakaret ederek erkeği tahrik ettiğini, karşılıklı mesajlaşmalarını gösterir Whatsapp mesajlarını ibraz ettiklerini, erkeğin, kadının telefonuna casus program yüklediği iddiasının doğru olmadığını, kadının arkadaşına göndereceği mesajı yanlışlıkla erkeğe atınca konuşmaları erkeğin o şekilde öğrendiğini, erkeğin ekonomik durumunun kötü olmasının nedeni ve çekilen kredilerin kadının kendi harcamaları için olduğunu, erkeğin yaptığı işlerin bedelini alamaması, çeklerin karşılıksız çıkması, kadının yurt içi ve yurt dışı tatillere gitmeye devam etmesi, erkeğin işlerinin bozulmasına rağmen kadının yaşam standardına devam etmek için krediler çektiğini, ziynetlerin erkekte olmadığını, kadının erkeğe yönelik itham ve iftiralarının olduğunu, "sen erkek misin, p....,s...git buradan, seninle evlendiğim güne lanet olsun, seni sevmiyorum, senden tiksiniyorum, senden çocuk yaptığıma çok pişmanım, sen o....larına git, s...git," şeklinde hakaretler ettiğini, bir arada yaşarken erkeği görmezden geldiğini, akşam yemeği ve Pazar kahvaltılarında sofraya çağırmadığını, oturduğunda da küfrederek masadan kovduğunu, ... ve ... ile erkeği aldattığını, zina, cinsel güveni sarsıcı davranışları olduğunu, mesajlarının bulunduğunu, annesinin evine gittikten sonra da aldatmaya devam ettiğini, erkeğin ailesine soğuk ve mesafeli davrandığını, erkeğin annesinin nörolojik rahatsızlığı nedeniyle küçük düşürücü sözler söylediğini, 10.06.2018 tarihinde emniyet çıkışı erkek ve kardeşine " sen de adam değilsin, abin de " dediğini, ailecek görüştükleri arkadaşlarının eşlerini arayıp, erkeğin kendisini parasız bıraktığını, telefonunu aldığını söyleyerek erkeğin onur ve saygınlığını zedelediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına darp ve hakaret, kadının da erkeğe hakaret ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketi nedeniyle tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin zina nedeniyle boşanma talebinin reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 40.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkek lehine 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat verilmesi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, erkeğe verilen manevî tazminatın miktarı, nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin darp ve hakaret, kadının hakaret ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketi nedeniyle tarafların eşit kusurlu olduğunun tespit edildiği, tarafların belirlenen kusurlu eylemleri sabit olduğu gibi erkeğin kadına yönelik tehdit eylemi ve kadının da erkeğe yönelik fiziksel şiddet eylemi sabit olmakla bu eylemlerin taraflara kusur verilmemesinin doğru görülmediği, bu haliyle kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu sayılmalarına, kadının belli bir mesleği olmadığı, ev hanımı olduğu, yargılama sırasında kısa süreli birkaç günlük SGK'lı çalışmaları var ise de düzenli geliri olmadığı, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı olduğu, eşinin ekonomik destek yükümlülüğünün devam ettiği dikkate alınarak tedbir nafakası verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin gerekçe düzeltilmek suretiyle reddine, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alındığında erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesi doğru ise de miktarının yüksek olduğu gerekçesiyle erkek lehine 10.000,00 TL manevî tazminata, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olması, boşanmakla erkeğin evlilikte mevcut ve beklenen maddi menfaatlerinin zarar göreceği dikkate alınarak erkeğin maddî tazminat talebinin kabulü ile erkek lehine 10.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin gerekçe değiştirilmek suretiyle reddine, kadının maddi tazminat talebinin boşanmanın fer'î niteliğinde olmadığı gerekçesiyle kararın 8 inci bendinin kaldırılmasına, tek başvurma harcı ile birden fazla dava açılabileceği, kadının dava dilekçesi kapsamında boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan 140.310,00 TL'lik maddî tazminat talebi yönünden peşin harcı yatırmadığı dikkate alınarak bu talep yönünden Harçlar Kanunu 30-32.madde gereğince peşin harcın tamamlatılması, yine görev hususu da değerlendirilerek usul hükümlerine uygun karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakalarının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davasında, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.