Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3648 E. 2024/1764 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, nafaka miktarı ve maddi manevi tazminat taleplerinin yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/928 E., 2022/1871 K.

DAVA TARİHİ : 19.04.2017 - 03.04.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düziçi Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/126 E., 2021/73 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen tedbir nafakası davasında kadının nafaka talebinin reddine, çocuk için nafaka talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve cevap dilekçelerinde özetle; tarafların evlendikten sonra kadının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, kadının ve annesinin erkeği hor gördüğünü, onurunu ve gururunu kıracak şekilde konuştuklarını, kadının yemek yapmadığını, güleryüz göstermediğini, erkeğe destek olmadığını, babası ameliyat olduğunda kendisiyle birlikte gitmediğini, babasının cenazesinde "Aptal gibi ağlıyorsun, 70 yaşında ölen adamın yasını tutmaya utanmıyor musun" diyerek herkesin içinde küçük düşürdüğünü, erkeği sürekli aşağıladığını, bakıma muhtaç annesine baktığı için erkeğin sürekli Düziçi'ne gelmek zorunda kaldığını, erkeğin ailesini ve memleketini küçümsediğini, annesine hakaret ettiğini, kendisini yeğenleriyle kıyasladığını, ayrılmadan 3 yıl önce yataklarını ayırdıklarını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin evi terk ettiğini, arayıp sormadığını, maddî ve manevî olarak destek olmadığını belirterek kadın lehine aylık 300,00 TL ve ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olmadığını, erkeğin babasının ölümünden sonra ortak çocukla ilgilenmemeye başladığını, davranışlarının değiştiğini, son 1,5 yıldır kendisi ve çocukla maddî ve manevî ilgilenmediğini, erkeğin annesinin özel hayatlarına karıştığını, sorunun bundan kaynaklandığını, erkeğin evi terk edip gittiğini, kadının çocuğuna bakmak zorunda kaldığı için çalışamadığını belirterek erkeğin boşanma davasının reddine, aksi takdirde kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadın için aylık 300,00 TL ve ortak çocuk için 500,00 TL nafakaya karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, kadının annesi tarafından erkeğe hakaret edildiği, kadının ailesinin tarafları sürekli yanında istediği, erkeğin bakıma muhtaç aile büyüklerine yardım etmek için memleketi olan Düziçi'ne geldiği fakat kadının ailesinden kopmak istememesi nedeniyle ayrıldıkları, sonrasında iki tarafın da bir araya gelemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, birleşen tedbir nafakası davası yönünden kadının nafaka talebinin reddi ile karar tarihinden itibaren verilmiş olan tedbir nafakasının kesilmesine, ortak çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya yol açan olaylarda kadının kusurlu olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların reddi, birleşen davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, kadının annesi tarafından erkeğe hakaret edildiği, erkeğin ise babasının ölümünden sonra değiştiği, eşi ve çocuğuyla ilgilenmemeye başladığı, annesinin birlikte yaşama yönünde yaptığı baskı üzerine haber vermeden eşini ve çocuğunu bırakıp annesinin yaşadığı Düziçi'ne gittiği, eşini ve çocuğunu arayıp sormadığı, yanına almak için herhangi bir çaba sarf etmediği, o tarihten beri tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olmasına rağmen, Mahkemece kadının tam kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, Mahkemece kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin sonuç itibarıyla doğru olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin herhangi bir açıklama yapmadan evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla evden ayrıldığı, ailesinin yanına yerleştiği, kadını arayıp sormadığı, ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatladığı halde Mahkemece kadının daha fazla kusurlu olduğu belirtilerek tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi yine fiilen anne yanında kalan ve geçimi anne tarafından sağlanan ortak çocuğa herhangi bir kusur aranmaksızın dava tarihinden itibaren tedbir nafakası bağlanması gerekirken nafaka başlangıç tarihi gösterilmeden tedbir nafakası takdirinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının birleşen davanın reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile birleşen dava yönünden kararın ilgili hüküm fıkralarının infazda tereddüt yaşanmaması amacıyla tamamen kaldırılmasına, bu konuda yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın yararına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birleşen dava tarihi olan 03.04.2017 tarihinden itibaren aylık 200,00 TL, fiilen anne yanında kalan ortak çocuk için birleşen dava tarihi olan 03.04.2017 tarihinden itibaren aylık 450,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadının çalışmadığı, herhangi bir yerden gelirinin olmadığı, eşine nazaran daha fazla kusurunun olmadığı halde yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, gerekçede yoksulluk nafakasının reddine karar verildiği açıklandığı halde hüküm fıkrasında yoksulluk nafakası ile ilgili olumlu/olumsuz herhangi bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kadının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile bu konuda hüküm kurulmak suretiyle tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, kadının tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.