"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/493 E., 2023/498 K.
DAVA TARİHİ : 19.11.2021- 22.12.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/877 E., 2023/35 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, kadının birleşen boşanma ve tedbir nafakası davaları yönlerinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının kendisine maddî ve manevî hiç bir destek vermediğini, ilk yıllarda sorunsuz devam eden evlilik birliğinin sonraki yıllarda çekilmez hal aldığını, davalı ile 2,5 yıldır görüşmediklerini, evi terk ederek annesinin yanına gittiğini, aralarında fikir ayrılıklarının olduğunu bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk ...'nun velâyetinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin evlilik süresince müvekkilin ailesiyle görüştürülmesine izin vermediğini, her fırsatta müvekkile şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, müvekkile hiç bir zaman adıyla hitap etmediğini sürekli ''hayvan oğlu hayvan'' gibi hakaretlerle müvekkili ve ailesini aşağıladığını, davacının sürekli alkol kullandığını, ailesinin ihtiyaçlarını her zaman aksattığını, alkollü geldiği günler canı sıkıldıkça müvekkile şiddet uyguladığını, davacının alkol bağımlılığı nedeniyle emeklilik ikramiyesini ve evlilik birliğinin ilk yılları içerisinde alınan Mithatpaşa mahallesindeki evi de satarak alkole harcadığını, alkolün etkisi ile çocuklarına da şiddet uyguladığını ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk Berat lehine 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil lehine aylık 1.000,00 TL nafaka ile kadına ait takıların iadesi, mümkün değilse 170.000,00 TL maddî tazminat, manevî ızdırap nedeniyle 56.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Birleşen boşanma dava dilekçesinde ise; Davalı ile fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, aralarında sevgi ve saygının bittiğini, evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
3.Birleşen bağımsız tedbir nafakası dava dilekçesinde; Davalı ile 28 yıldır evli olduklarını, müşterek dört çocuklarının olduğunu, davalının kendisini ve çocuklarını eve almadığını, hakkında uzaklaştırma kararının da bulunduğunu, kendisinin mağdur olduğunu, kendisine ve oğluna bakacak bir gelirinin olmadığını ileri sürerek ortak çocuk ve kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına ve çocuklarına hakaret ettiği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, alkol kullandığı, erkeğin dosya kapsamı ve toplanan delillerden anlaşıldığı üzere tam kusurlu olduğu, erkeğin kadına yönelttiği kusurların hiç birini ispat edemediği gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçücü fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 700,00 TL tedbir ve 850,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 800,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata; kadının birleşen boşanma ve bağımsız tedbir nafakası davaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve kadının ziynet alacağı davası yönünden tefrik kararı verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemece ilamın gerekçesiz ve maddî vakıalar belirtilmeden neden-sonuç ilişkisi kurulmadan karar verilerek hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edildiğini, kusur tespitinin hatalı olduğunu, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulü ile karşı davanın tüm talepleriyle birlikte reddine karar verilmesini, davalı tanık anlatımlarının görgüye dayalı olmadığı, ciddi çelişki ihtiva ettiği ve objektiflikten uzak olduğunu, davalının iddialarını ispat edemediğini, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulünün, velâyetin kadına verilmesinin hatalı olduğunu, davalarının kabulü ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ederek kararı kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile reddedilen kendi davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının boşanma davasının kabulü kararında ve tarafların kusur derecelerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak boşanma hükmünde karşı davada tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına yazılması gerekirken maddî hata olarak 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçücü fıkrası gereği boşanmalarına yazılmakla, maddî hatanın düzeltilmesine, ortak çocuk yaşı itibariyle idrak çağında olduğu ve velâyetinin annesine verilmesini istediği, alınan sosyal inceleme raporları gözetildiğinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocuğun üstün yararına olduğu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, hükmedilen nafakalar ve miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın için manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında da bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak kadının karşı dava dilekçesi incelendiğinde ziynetlerinin aynen iadesini, olmadığı takdirde maddî tazminat adı altında bu ziynetlerin bedellerini talep ettiği, kadın tarafın karşı davasında 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında maddî tazminat talebi bulunmadığı, kadın vekilinin dosyaya ibraz ettiği ön inceleme duruşmasından sunulan dilekçe talebin açıklanması dilekçesi olup gelinen aşamada talebin değiştirilmesi ancak karşı tarafın açık rızası yada ıslah ile mümkün iken kadın tarafça bu dilekçe ile talep değiştirildiği, ziynetlerin aynen iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelleri toplamı 136.000,00 TL ve 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 170.000,00 TL maddî tazminat talep ettiği, erkek tarafın talebin değiştirilmesine, genişletilmesine açık rızası bulunmadığı, ayrıca kadın tarafın usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığı, bu doğrultuda kadının usulünce süresinde maddî tazminat talebi bulunmadığı, bu kapsamda kadın lehine maddî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının maddî tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri ile reddedilen kendi davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; talebin tamamı ve ön inceleme duruşması sırasındaki beyanları incelendiğinde maddî tazminat istemimiz ve ziynet eşyalara ilişkin taleplerinin ayrı ayrı olduğu, uygulamada boşanmadan kaynaklı maddî ya da manevî istemlerinde altın şeklinde tazminatın görülmeyen bir talep olduğu, nitekim karşı dava dilekçesinde yalnızca Türk Lirası cinsinden maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduklarını, istinaf mahkemesinde netice-i taleplerinin sadece lafzı ve hatalı olarak değerlendirildiği ve iş bu kararın verildiği, taleplerinin özünün değerlendirmediğini, lafzı olarak hatalı nitelendirmede bulunarak iş bu usul ve yasaya aykırı kararın verildiğini ileri sürerek maddî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar, tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 07.11.2005 doğumlu ortak çocuğun temyiz inceleme tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Nuran'a yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ahmet Şevki'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.