"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1563 E., 2023/448 K.
DAVA TARİHİ : 14.06.2019-12.12.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/392 E., 2022/133 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı davalı erkek vekilin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının 2019 yılı Ramazan Bayramı sebebi ile ailesinin yanına gittiğini, davalının ailesinin yanına gittikten sonra kendisine tekrar dönmek istemediğini, davacının eşine ulaşmaya çalıştığını, ancak görüşemediğini, davalının kötü niyetli olarak çocuklarını kaçırdığını, babaları ile görüşmelerine de engel olduğunu bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı ve ailesinin baskı yaptığını, tehdit, hakaret ve küfür ettiğini, yetersiz harçlık verdiğini, erkeğin sorumlulukları yerine getirmediğini, erkek ve ailesinin eziyetlerine dayanamadığı için kendi ailesinin yanına dönmek zorunda kaldığını,ailesinin dışlayıp aşağıladıklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
Boşanmalarına, yazılan ziynetlerin aynen olmadığı takdirde şimdilik ziynet bedeli olarak 5.000,00 TL'nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesini, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, davalı lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. 17.07.2019 tarihinde ziynet bedelini ıslah temiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin davası yönünden somut olayda; davacı erkek her ne kadar evlilik birliği içinde 2013 yılına ait bir takım iddialarda bulunsa da dava açtığı eşinin yeniden eve dönmesini sağladığını beyan etteğini, 2019 yılının ramazan ayındaki ayrılığa yönelik de davalı eşinin akrabalarını defalarca devreye soktuğunu açıkça beyan ettiği, bu eylemler dava açtığı eşini boşanma davasına konu iddialar açısından affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenmediği, kadının davası yönünden somut olayda; erkeğin evlilik birliği içinde fiili olarak ayrılık yaşandığı dönemde eşinin ve çocukların maddî ihtiyaçlarıyla layıkıyla ilgilenmediği, kadına karşı hakaret ve onur kırıcı beyanlarda bulunduğu, kadını evlilik birliği içinde darp ettiği, kadın ve ailesini tehdit ettiği gerçekleşen bu olaylar nedeniyle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuklar Muammer ve Gamze 'nin velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne, dava konusu edilen toplam 111 gram olan 5 adet bilezik (toplam değeri 26.840,00 TL ) ve toplam 15 gram olan 3 adet yüzüğün ( toplam değeri 3660,00 TL) davacı davalıdan aynen alınarak, olmadığı takdirde toplam bedeli olan 30.500,00 TL'nin davalı davacıya ödenmesine, alacağın 5.000,00 TL7lik kısmı için dava tarihi olan 17.07.2019 tarihinden itibaren 25.500,00 TL lik kısmı için ise ıslah tarihi olan 17.06.2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; asıl davanın reddi, kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kadını ve ailesini tehdit etme kusurunun hatalı olduğu, erkekten söz konusu kusurun çıkarılmasının gerektiği, erkeğin bildirdiği delillerle kadının kusurunu ispat edemediği, kadının da erkeğin ek kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, iştirak nafakası miktarının çocukların yaşına yaşlarına ve ihtiyaçlarına nazaran düşük olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat miktarlarının fazla olduğu gerekçesi ile bu yönlerden istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurak suretiyle kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakası, kadın için 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı davalı erkekten alınıp davalı davacı kadına ödenmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin hukuka ve kanuna uygun olduğundan esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı erkek vekili; erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, tazminat ve nafaka bedelleri, velâyetler, ziynetler yönünden kesin olarak karar verilmiş ise de ziynet alacağı davası tefrik edilmeden mevcut boşanma dosyasının fer'îsi niteliğinde olduğundan verilen karar usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyetlerin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.