"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/209 E., 2023/239 K.
DAVA TARİHİ : 17.03.2021
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/167 E., 2022/577 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile ailesinin kendisine karşı tehdit ve hakaret ettiklerini, kadının küçük gördüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, davalının ailesinin müdahalesi olduğunu, bıçak çektiğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının asılsız olduğunu, çocuğunun 40 mevlüdünde anlaşmazlık yaşandığı, davacının ayrı kaldıkları 9 ay boyunca sadece bir kere çocuğunu sorduğunu, bunun dışında ihtiyaçlarını karşılamadığını, kavga esnasında parmağının çıkmasına sebebiyet verdiğini, cinsel birliktelik konusunda baskıcı davrandığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ithamlarında bulunduğu, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL maddîve 50.000,00 TL manevî tazminata, lehine aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine ve çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına sözel, ekonomik ve duygusal şiddette bulunup, kadına sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ithamlarında bulunarak, kişilik haklarına zarar verdiği, kadının aile fertleri ile iyi ilişkiler tesis etmediği, yine kadının her tartışmadan sonra müşterek konutu terk ettiği, aile içi olaylara kendi ailesinin müdahale olmasına zemin hazırladığı, yapılan müdahalelere engel olmadığı, erkeğe aşağılayıcı ve hakaret vari sözler sarf ettiği, erkeğin aile fertleri ile iyi ilişkiler yürütmediği ve böylelikle sosyal, duygusal ve psikolojik eylemlerine vücut verdiği, ayrıca erkeğin ortak çocuğun bakım ve özenine ilgi ile alakasına dikkat etmediği, evlilik birliğinin ekonomik giderlerine katılmadığı ve davalı karşı davacıyı bu yönde cezalandırmaya çalıştığı hususlarının sabit olduğunun tespit edildiği, erkek hakkındaki HAGB kararı içeren ceza dosyası da dikkate alındığında, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında, ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine ara kararla aylık 250,00 TL tedbir, 1.250,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 12.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun olmadığını, kadının davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, kusur tespiti ve reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusurunun olmadığını, kararın kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, kabul edilen tazminat miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece her ne kadar kadının erkeğe karşı aşağılayıcı ve hakaret vari sözler söylediğini kabul edip bu durumu kadına kusur olarak yüklemiş ise de, tanık beyanından anlaşılacağı üzere kadının değil, annesinin erkeğe aşağılayıcı ve hakaret vari sözler söylediği, kadının annesi erkeği aşağıladığı ve hakaret vari sözler söylediğinden bu kusurun kadının kusurlarından çıkarılması gerektiği, ancak yine erkek ağır kusurlu olduğu, hükmedilen nafakanın kadının karşı dava dilekçesindeki talebini aşacak şekilde karar verilmesi doğru olmadığından re'sen hükmün düzeltilmesi gerektiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesi ile kadının kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvuru talebinin kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflaca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilme şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.