Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3711 E. 2024/1792 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranı, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1219 E., 2023/475 K.

DAVA TARİHİ : 03.09.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/931 E., 2022/138 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ayrı odalarda yattıklarını, kadının ilgisiz olduğunu, erkeğin akrabalarıyla görüşmesini istemediğini, kadının ailesinin erkeği tehdit ettiğini, son olayda kadının evi terk ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, erkeğin sadakatsiz olduğunu, bu olaydan sonra farklı odalarda kaldıklarını, erkeğin aşağıladığını, hakaret ettiğini, ailesini yanına almadan tatile gittiğini, kadının ailesi ve kardeşleriyle görüşmesine engel olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, aylık 2.000,00TL tedbir ve yoksuluk nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata (faiziyle) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2021 tarihli, 2019/17 Esas, 2021/84 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadın vekili tarafından; nafaka, maddî ve manevî tazminat miktarı, erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi, kadın lehine yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat verilmesi, çocuk için iştirak nafakası verilmesi yönlerinden istinaf edilmiş, İlk Derece Mahkemesince verilen 26.03.2021 tarihli ek karar ile davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu süresinde olmadığından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf itirazları yönünden davalı- davacı tarafa peşin maktu harç eksiği olan 44,40 TL'yi yatırması için Harçlar Kanunu 30 ve 32 nci maddeleri uyarınca kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içerisinde eksik harç yatırılmadığı takdirde karşı dava yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmesi, harç yatırılır ise karşı davada yargılamaya devam edilmesi için tarafların sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin sadakat yükümlüğünü ihlal eder mahiyette eylemlerinin olduğu, eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eş ve çocuğunu bırakarak terk başına tatillere gittiği, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, çocuk Ravzagül'ün velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, dava tarihinden karar tarihine kadar kadın için aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihinden itibaren aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesine, aynı miktarda yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihinden itibaren aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine, aynı miktarda iştirak nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ve maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarı yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2015 yılı Şubat ayından beri ayrı odalarda kaldıkları, birbirleriyle konuşmadıkları, erkeğin güven sarsıcı davranışta bulunduğu hususunda kusur verilmesi gerekirken sadakat yükümlülüğünü ihlal eder mahiyette eylemlerinin olduğu hususunda kusur verilmesinin hatalı olduğu, bu olaydan sonra taraflar birlikte yaşamaya devam etmişler ise de tarafların birbirleriyle konuşmamaları, ayrı odalarda uyumaları sebebiyle af kapsamında kalmadığı, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, ilk kararı kadının katılma yoluyla süresinde istinaf ettiği, ancak Mahkemece süre geçtiğinden dolayı kadının istinaf talebinin reddine karar verildiği, kadının ek kararı istinaf etmediği, bu nedenle erkeğe ek kusur da verilemeyeceği, kadının tepki sınırını aşar mahiyette erkeğe ilgi alaka göstermediği, erkeğin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, erkeğin ailesine mesafeli olup gidip gelmediği tanık beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususlarda kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu, tarafların uzun süredir ayrı odalarda kalıp cinsel ilişki yaşamamalarının kimden kaynaklandığının belli olmadığından bu konuda taraflara kusur verilmemesinin doğru olduğu, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, miktarının az olduğu, tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarının da yerinde olduğu, ilk kararda kadın ek kararı istinaf etmediğinden miktar itibariyle erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle miktarın yükseltilemeyeceği gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesi, kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak ortak çocuk için boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların mıktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk, iştirak nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.