Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3745 E. 2024/1647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve gerekçelerine göre usul ve kanuna uygun davrandığı değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/347 E., 2023/382 K.

DAVA TARİHİ : 05.09.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/190 E., 2022/638 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına okulunu bıraktırdığını, baskı ile tesettüre soktuğunu, elinden telefonunu aldığını, izinsiz sokağa dahi çıkmasını yasakladığını, kıskanç, sinirli, sorgulayıcı, aşağılayıcı bir mizaca sahip olması nedeniyle ilk günden itibaren acımasız bir şekilde davrandığını, sürekli alkol kullandığını, cinsel farklı talepleri evde eşine zorla porno filmleri izletmesi cinsel yoldan da şiddet uyguladığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.00,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, yarattığı huzursuzluklarını ört bas etme çabaları ile söylediğini, kadının görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 27.01.2022tarih ve 2019/324 Esas, 2022/64 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadının dışarı çıkmasını kısıtladığı, eve geç gelerek, eşi ve çocuğuyla yeteri kadar ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 19.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından kusur tespiti, maddî ve manevî tazminatlar, nafakalar yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 31.03.2022 tarih ve 2022/611 Esas, 2022/600 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın olması halinde istinaf incelemesinin yapılabileceği, kararın gerekçesiz olması, kısa karar gerekçeli karar çelişkisi, hükmün fıkralarının kendi içerisinde çelişkili olması kamu düzenine ilişkin bir aykırılık olup mutlak bir istinaf sebebi olarak kabul edilmesi ve delillerin hiç değerlendirilmemiş olduğu derecesinde yargılama işlemleri eksik bırakıldığının kabulünün gerektiği; taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu, davalı erkek tarafından sunulan cevap dilekçesinde, davacı kadının aşırı temizlik rahatsızlığı sebebiyle psikolojik tedavi gördüğünün belirtildiği, davacı kadının tedavi gördüğü hastaneler tarafından gönderilen evraklarda, depresif nöbet, obsesyon bozuklukları tanısı ile tedavi edildiği anlaşıldığı, bu nedenle davacı kadının fiil ehliyeti konusunda dosya kapsamına göre tereddüt doğduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, tarafların sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadının dışarı çıkmasını kısıtladığı, eve geç gelerek, eşi ve çocuğuyla yeteri kadar ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 19.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ileri sürerek karar kusur, maddî ve manevî tazminat, nafaka miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf teşkilinin sağlanması için bilirkişiden rapor alınmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Mahkemenin kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde,hata edilmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bentler dışında kalan istinaf başvurularının esastan reddine; çocuk yararın hükmedilen nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde miktarının düşük olduğu; tarafların kusur durumu, bu kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarını ihlal ettiği bu nedenle kadın yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu ancak mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusur olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğnu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında boşanmayı gerektirecek olayların olmadığını, kusur belirlemesi ve davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, heyet raporunun adli tıptan alınmasının gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararını tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı ile heyet raporunun adli tıp kurumundan alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.