"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi
SAYISI : 2022/263 E., 2022/394 K.
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı boşanma
Taraflar arasındaki davanın bozma sonrası yapılan muhakemesi sonunda Mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde yapılan tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Davacı-karşı davalı kadın vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi bildirdiği yokluğunda karar verilmesini talep ettiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan davacı-karşı davalı vekilinin mazeretinin reddine karar verildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci madde hükümlerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları ile 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. Somut olayda, kadın hakkında kollukça hazırlanan ekonomik sosyal durumunun tespitine dair tutanakta çalışmadığı, gelirinin ve mal varlığının bulunmadığı belirtilmesine karşın erkek tarafından, kadının, ablası ile birlikte emlak dükkanlarının olduğu iddia edilmiş, bozma sonrası kadın hakkında kollukça hazırlanan ekonomik sosyal durumunun tespitine dair tutanakta ise kadının, ablası ile birlikte emlak ve gayrimenkul üzerine iş yeri olduğu, sabit bir kazancı olmadığından gelirinin tespit edilemediğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, Mahkemece yeniden usulünce kadının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek, sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının maddî ve manevî tazminatların miktarları ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Mahkeme kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.