Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3756 E. 2024/1648 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, davaya uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3461 E., 2023/298 K.

DAVA TARİHİ : 18.09.2015 - 03.03.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Korgan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/10 E., 2022/130 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı açılan davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- davalı erkek vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine, davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava, karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının haksız isnatları onur ve gurur kırıcı sözler, tartışmalar, kavgaları, lüks takıntısının sebebiyet verdiğini, sürekli tehdit, hakaret, küfürlerde bulunduğunu, yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacı ile konuşmadığını, eşinin yanında olmadığını, onu bir eş gibi hiçbir zaman görmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin olan Fatsa Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazında bulunduğunu, davacının Türkiye’de öğretmen iken kendi üzerine kırtasiye açamayacağı için kadın üzerine kırtasiye açtığını, imza yetkisini alarak kırtasiye işlerini de kendi yürütmeye başladığını, davacının borca, icra takiplerine sebep olarak kadını borçlu hale getirdiğini, sonunda 2003 yılında bütün borçlar ve borçlular ile kadını yüzyüze bırakarak kendisi tek başına Fransa’ya gittiğini, bu süreçte evin ve işyerinin giderleri de kadının üzerine kaldığını, yıllarca Türkiye’de bu şekilde icra takipleri haciz işlemleri ile uğraştığını, lüks yaşamının olmadığı ortada olduğunu, hatta 2012 yılında Türkiye’ye girişi sırasında bu borçlar yüzünden gözaltına alınıp 1 gece gözaltında kaldığını, bu sebeplerle yapılan borçlar yüzünden halen kadının aleyhine icra takipleri derdest halde olduğunu, bu borçlardan dolayı gerek ekonomik, gerek psikolojik asıl mağdur olduğunu, erkeğin Fransa’da başka bir kadınla birlikteliği mevcut olup bu birliktelikten 2016 doğumlu bir kızı doğduğunu, H. K. adlı kadınla ortak haneye gelerek evlilik hayatını normal bir şekilde sürdürdüğünü, habersiz bir şekilde Türkiye’de boşanma davası açtığını, Fransa’da çalışabilmesi için eşinin kimlik ve evrakları gerektiğini ancak erkeğin vermediğini, oturum kağıdı alamamasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle yıllardır Türkiye’ye gelemediğini ailesiyle görüşemediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafaka miktarının gelecek yıllarda her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 750.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 31.01.2018 tarih ve 2015/185 Esas, 2018/11 Karar sayılı kararı ile kadının erkeğin ailesini istemediği, onlar ile aynı sofraya oturmaktan kaçındığı, küçük düşürücü ifadelerde bulunduğu, tarafların uzun süreden beri görüşmediği, ayrı bir yaşam kurduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili uzun yıllardır Fransa'da yaşadığını, 2014 den beri Türkiye'ye gelmediğini, kendisine tebligat yapılmadığını, davadan haberdar olmadığını, tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 06.12.2019 tarih ve 2018/3232 Esas, 2019/3549 Karar sayılı kararı ile davacı erkek dava dilekçesinde ve yargılama sırasında duruşmada dahi davalı kadının Fransa'da yaşadığını ancak açık adresini bilmediğini belirttiği ve Türkiye'de yapılan araştırmada da kadının Fransa'da yaşadığı tespit edildiği halde; Mahkemenin davalı kadının Fransa'daki adresinin gerek Konsolosluk gerekse Büyükelçilik kanalı ile araştırıp tespit etmesi gerekirken bu yönde araştırma yapmadan, dava dilekçesi ve sonrasındaki tebligatların kadının mernis adresine tebliğ etmek suretiyle kadının yokluğunda yargılamayı devam ederek yargılamayı sonlandırdığı, Mahkemece davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin ve ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti taraflarca usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen delillerin toplanması ile bir sonuca ulaşılması gerekirken bu kurallara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakatsiz davrandığını, başka kadından çocuk sahibi olduğu, uzun süredir ayrı yaşadıkları, eşine maddî yardımda bulunmadığı; kadının da erkeği ve ailesini küçümsediği, tehdit ve hakaret içerikli mesajlar attığı, yüzüne karşıda hakaret ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, yetki itirazının haklı olduğunu ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile yetki itirazı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile davacı- davalı erkeğin tüm istinaf istemleri ile davalı- davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan istinaf istemlerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tebligat usulüne uygun yapıldığını, karşı davanın usulden reddinin gerektiğini, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.