Logo

2. Hukuk Dairesi2023/375 E. 2023/1726 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen manevi tazminat miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine ve kadın yararına manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl kusurlunun davacı olduğunu, müvekkilinin de boşanmak istediğini ve müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2014/628 Esas, 2017/831 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya neden olan olaylarda davalı tarafın daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî tazminata, davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili maddî tazminat ve nafaka miktarları yönünden, davalı erkek vekili davacının maddî tazminat talebi olmadığı halde maddî tazminata hükmedilmesi, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2019 tarihli ve 2018/2254 Esas, 2019/2076 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin boşanma kararının verildiği 26.10.2017 tarihinden sonra istinaf incelemesi aşamasında 04.03.2018 tarihinde vefat ettiği, davacının dava dilekçesinde boşanma, tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talep ettiği, kısa kararda 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, denmesine karşın gerekçeli kararda tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve gerekse kusur durumu dikkate alınarak hakkaniyet ilkesi çerçevesinde davacı kadının maddî tazminatı hakettiği sonucuna varıldığından bahisle, (kısa kararda sehven manevî tazminat olarak yazılmışsa da maddî hata gerekçeli kararda düzeltilerek) davacı kadın lehine 15.000,00 TL maddî tazminata hükmedilerek hem hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratıldığı hem de talep edilmediği halde maddî tazminata hükmedildiği, kısa karar ile gerekçeli karar arasında yaratılan çelişki sebebi ile münhasıran bu sebeple kararın kaldırılması gerektiği, boşanma kararı kesinleşmeden önce eşlerden biri (davalı) ölmüş olduğundan evliliğin ölümle sona erdiği, boşanma davasının konusu kalmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin boşanma ve fer'îlerine yönelik kararının kaldırılmasına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mirasçıların davaya devam edip etmeyeceklerine göre kusur belirlemesi yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkeğin mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 08.12.2020 tarihli ve 2020/3464 Esas, 2020/6126 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve nafakalar yönünden istinaf edilmiş olduğu nazara alındığında boşanmaya ilişkin hükmün istinaf edilmeyerek kesinleştiği, tarafların evliliğinin kesinleşen bu boşanma hükmü ile sona erdiği, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre temyize konu sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.11.2021 tarihli ve 2021/843 Esas, 2021/1729

Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadının önceki evliliğinden olma çocuklarının gelmesini istemediği, hastalığı sürecinde eşiyle ilgilenmediği, evlilik öncesi verdiği sözleri yerine getirmediği, kadının ise evlilik hayatını benimseyemediği, evliliğin başından beri sık sık kızlarının evine gidip kaldığı, eşinin rızası dışında kızı ile tatile gittiği, telefonlarını açmadığı ve evine dönmediği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, davacı kadının dava dilekçesinde, sadece manevî tazminat talep etmesine karşın mahkemece maddî tazminat ile ilgili hüküm kurulması yerinde olmadığından davacı kadın yararına hükmedilen ancak talep edilmeyen maddî tazminata ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının 4 no'lu hüküm fıkrasının kaldırılmasına, davacı kadının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilen kadın yararına manevî tazminat isteme koşulu oluşmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı kadının tüm, davalı erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talebi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.03.2022 tarihli ve 2022/1788 Esas, 2022/2719 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar yanında davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, kadına hakaret ettiği ve kovmakla tehdit ettiği, buna göre davalı erkeğin fazla, davacı kadının az kusurlu olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulünün doğru bulunmadığı ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının manevî tazminat talebini reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli ve 2022/770 Esas, 2022/1635 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü uyarınca kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı mirasçılarından alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince karar verilmeden davalı erkeğin vefat ettiğini, boşanma kararından söz edilemeyeceğini, müvekkiline davadan feragat edip etmeyeceğinin sorulmadığını, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, manevî tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.