Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3759 E. 2024/1444 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, ziynet alacağı, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan boşanma kararı, tazminat, nafaka miktarları ve ziynet alacağına dair kararlar usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/386 E., 2023/380 K.

DAVA TARİHİ : 08.07.2021- 05.01.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/479 E., 2022/955 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma, ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, çeyiz eşya alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının daha önce boşanma davası açtığını, o davada 2 yıl süreyle ayrı yaşamaya karar verildiğini, tarafların fiilen 7 yıldır ayrı yaşadıklarını, evliliğin başından itibaren fiziksel ve sözlü şiddetine maruz kaldığını, aynı şekilde ortak çocuğunu da dövdüğünü, kadına ve çocuğuna, gördüğünüz gibi sizi istediğim her an öldürebilirim tehdidinde bulunduğunu, uyguladığı şiddetin boyutunun da vahim derecede olduğunu, davalının, kadının sakat kalmasına sebep olduğunu, hakaret ettiğini; düğünde takılan ziynetlerin davalı tarafından düğünden hemen sonra alındığını ve bir daha asla vermediğini, çeyizi de davalıda kaldığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata; 15 adet 30 gramlık burma bilezik, 10 yarım altın, 10 çeyrek altın, 20 bebe altını, 5 cumhuriyet altının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesini; çeyizi olan yatak odası takımı, oturma gurubu, koltuk takımı, Beko otomatik çamaşır makinası, Beko otomatik bulaşık makinası, Beko 55 ekran televizyon, Beko fırınlı ocak, Beko elektrik süpürgesi, Sony müzik seti, 7 adet 6 m2 lik Bünyan halı, Beko mutfak robotu, Beko otomatik dikiş makinası, 4 adet yün yatak, 6 adet yün yorgan, 10 adet yün yastık, 96 parça Kütahya porselenden yemek takımı, 3 adet İstikbal kanepe ve içi dolu çeyiz sandığı eşyaların aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının annesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiğini, yemeklerine ilaç katarak psiklojik ilaçlar kullanması gerektiğini söylediğini,çocukları ile ilgilenmediğini, evde olan her şeyi kendi ailesine anlattığını, sürekli ailesi tarafından yönlendirildiğini, eşini insanlara kötülediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine defalarca şiddet uyguladığı, eşine karşı benden boşanırsan öldürürüm şeklinde tehdit ettiği, eşini genelevden aldığını söylediği, silahını eşinin ağzına tuttuğunu, çocuklara şiddet uyguladığını, çocuğuna karşı özge çok iyi yerlere gelecek sen de temizlikçi olursun şeklinde konuştuğu, eşine karşı orospusunuz, annen de orospu, annen bacılarını seni satıyor şeklinde konuşarak hakaret ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata; ziynet alacağının kısmen kabulü ile her biri 30 gram 22 ayar olan 10 adet bileziğin ve 10 adet çeyrek altının aynen iadesine; kadının çeyiz eşyalarına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, ziynetlerin kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, çeyiz eşya davasının kabulünün gerektiğini ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka miktarları ile reddedilen ziynet alacağı ile çeyiz eşya alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul hatalarının olduğunu, delillerinin toplanmamasının hatalı olduğunu, erkeğin kadının davasında inkara yönelik delillerinin toplanmamasının hatalı olduğunu, kendi davasında tanıklarının dinlenilmesinden gerekçesiz olarak vazgeçilmesinin hatalı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, kişisel ilişki kurulmamasının hatalı olduğunu, ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın her üç dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olduğu, asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizliğin bulunmadığı; kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen tedbir nafakaların miktarlarının uygun olduğu; dava dilekçesinde talep edilen çeyiz eşyaları ile ilgili çeyiz senedi düzenlendiği, tüm dosya kapsamında erkeğin 2017 yılında yaşanan olaydan sonra evi terk ettiği, bir daha eve gelmediği, ortak evde kadının kaldığı, çeyiz eşyalarının evde olduğu, erkeğin evden ayrılırken sadece şahsi eşyalarını aldığı, kadının çeyiz eşyalarının erkekte kaldığını ispat edemediği gerekçesi ile davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin diğer yönlerden istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafaka miktarlarının az olduğu; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları (erkeğin adına kayıtlı iki adet taşınmaz olduğu ve erkeğin bu taşınmazları ayrılık davasından sonra boşanma davasından önce devrettiği), paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı, bu olaylar nedeniyle kişilik hakının ihlal edilen kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu; ortak çocukların davalı baba hakkında olumsuz geri bildirimlerinin olduğu, davalı babanın şiddet uyguladığına dair davacı ve çocukların ciddi iddialarının olduğu, yine çocukların davalı babaları ile görüşmek istemediklerine yönelik beyanları birlikte değerlendirildiğinde, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmamasının doğru olduğu; ziynet eşyalarına ilişkin çeyiz senedi düzenlendiği ve çeyiz senedinde yazılan ziynet eşyalarının erkeğe teslim edildiğinin açıkça anlaşıldığı, erkeğin bu senedin aksini yazılı bir delille ispat etmediği, çeyiz senedinde yazılı olan ve dava dilekçesinde talep edilen tüm ziynet eşyalarının kabulüne karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı- davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata; kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile 15 adet 22 ayar her biri 30 gramlık burma bilezik, 10 adet 22 ayar yarım altın, 10 adet 22 ayar çeyrek altın, 20 adet 22 ayar bebe altını, 5 adet 22 ayar cumhuriyet altını aynen iadesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, erkeğin kadının davasında inkara yönelik delillerinin toplanmamasının hatalı olduğunu, kendi davasında tanıklarının dinlenilmesinden gerekçesiz olarak vazgeçilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davaların kabulüne ve reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, velâyet ile kişisel ilişki düzenlemesinin çocukların yüksek yararına uygun olmadığını, ziynetin kabulünün hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının reddi, kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulü yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulüne ve erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, belirlenen tazminat ve nafakalara hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı ile ziynet alacağı davasının kabulünün yerinde yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 240 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.