Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3784 E. 2023/2842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, bozma ilamına uygun olarak tarafların eşit kusurlu olduğuna ve kadının çalışıyor olmasından dolayı yoksulluk nafakasına hak kazanmadığına karar vermiş olan Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/382 E., 2023/403 K.

KARAR : Kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, davanın kabulü halinde müvekkili için 150.000,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili 03.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.02.2022 tarihli ve 2020/564 Esas, 2022/135 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının davacı erkeği aşırı kıskandığı, kendi kardeşleri ile kurduğu iletişimden dahi rahatsız olduğu, davacı erkeğin aile ilişkilerini de zedelediği, davalı kadın ve ailesinin davacı erkek hakkında köyde söylentilere sebep olduğu; buna karşılık davacı erkeğin de davalı kadın hakkında " ben istemiyorum, boşanacağım, abimler beni başka biri ile evlendirecek, senin kızında bilgi yok, kültür yok" şeklinde aşağılayıcı ve güven sarsıcı sözler sarf ettiği; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davalı kadının açıklanan davranışları ile ağır kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına hükmolunan aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla 600,00 TL'ye yükseltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/949 Esas, 2022/863 Karar sayılı kararıyla; kadının kıskanç davranışlar sergileyerek tartışma yarattığı, erkeğin telefonunu karıştırdığı, erkeğin ise eşinin babasına "senin kızında bilgi yok, kültür yok", "istemiyorum, alın kızınızı götürün" şeklinde sözler sarf ederek aşağıladığı ve evden kovduğu; İlk Derece Mahkemesince kadına, eşinin kardeşleri ile kurduğu iletişimi dahi kıskandığı, rahatsız olduğu ve erkeğin aile ilişkilerini zedelediği yönünde kusur yüklenmiş ise de erkeğin bu vakıalara dayanmadığı, kadına yüklenen kusurlardan bu kusurların çıkarılması gerektiği; mevcut duruma göre ve kusurlu vakıaların gerçekleşme şekline göre erkeğin kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise ağır kusurlu olması nedeniyle reddi gerektiği belirtilerek kadının kusur belirlemesine, erkek yararına hükmolunan tazminatlara ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata; davalı kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yoksulluk nafakasına ilişkin açık bir talebinin bulunmaması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin sonuç itibari ile doğru olduğu belirtilerek kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı kadın ise davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece 09.11.2023 tarih ve 2022/6269 Esas, 2022/8985 Karar sayılı karar ile; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince dilekçeler teatisinde davalı kadının, erkeğin kardeşleri ile kurduğu iletişimi dahi kıskanıp bu durumdan rahatsız olduğu ve erkeğin aile ilişkilerini zedelediği yönünde İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurların davalı kadından çıkartılarak, davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu yönünde kusur belirlemesi yapılmış ise de, dosyanın yapılan incelemesinde davalı kadının erkeğin telefonunu alarak akrabalarının numaralarını sildiği, erkeğin kardeşinin eşinin elinden yemek ve erkeğin kız kardeşinin elinden su almasını dahi kıskandığı, kadının sergilediği bu davranışlar neticesinde erkeğin kök ailesinin tarafların evine gelmemeye başladığı, bu şekilde aile ilişkilerinin zedelendiği ve bu kusura davacı erkek tarafından dilekçeler aşamasında dayanıldığı; o halde; eşine karşı aşağılayıcı ve güven sarsıcı sözler sarfeden davacı erkek ile, aşırı kıskanç tavırlar sergileyerek bu konuda tartışma yaratan ve erkeğin aile ilişkilerini zamanla zedeleyen kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, kadının tazminat taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı kadının 03.01.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararında belirtildiği üzere erkeğin eşine aşağılayıcı ve güven sarsıcı sözler sarf ettiği, kadının ise aşırı kıskanç tavırlar sergileyerek tartışma yarattığı, erkeğin aile ilişkilerini zamanla zedelediği, tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek kadının tazminat taleplerinin reddine; alınan SGK kaydına göre Haziran 2022 ayından itibaren davalı kadının asgari ücret ile özel bir şirkette çalıştığı, erkeğin de bir giyim mağazasında asgari ücret ile işe girdiği belirlendiğinden tarafların eşit düzeyde gelire sahip oldukları belirtilerek kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek kararın; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminat yönünden uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, bozma kararı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturan yönlere ilişkin yapılan temyiz itirazlarının yeniden incelenmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.