"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/246 E., 2023/405 K.
DAVA TARİHİ : 30.11.2018
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına, kadın eşin kusursuz olduğunun tespiti
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi kararının, davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; boşanma davası hakkında evlilik ölümle sona erdiğinde karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili; süresinde verdiği cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2021 tarih ve 2018/440 Esas, 2021/609 Karar sayılı kararıyla; tarafların arasında evlilik birliğini sarsıcı nitelikte herhangi bir eylemin var olmadığı, tarafların evlilik birliğini 30.11.2004 tarihinden itibaren uzun yıllar devam ettirdikleri, müteveffa davacı asılın 10.03.1930 doğumlu, davalı asılın 01.05.1950 doğumlu olduğundan bahisle davalı kadının müteveffa eşi ile arasında var olan yirmi yaş gibi bir fark dolayısıyla eşine yaklaşık on beş yıl süresince baktığı, birlikte bir hayat sürdürdükleri ve evlilik birliğini sarsıcı nitelikte tavır ve davranışlarının var olmadığı, davacı asılın vefatıyla birlikte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca devam eden yasal mirasçıların miras hukuku bakımından menfaatleri doğrultusunda hareket ettikleri ve yasal mirasçılardan müteveffanın kızı Gönül'ün eşi ve çocuklarının işbu davada tanıklık yaptıkları hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; tarafların arasında evlilik birliğinin sarsıldığına dair herhangi bir kanaat oluşmaması, davalı kadına yüklenebilecek atfı kabil bir kusurun da var olmayışı gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı mirasçıları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2022 tarih ve 2022/466 Esas, 2022/461 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davanın kararda gösterilen gerekçeler ile reddine karar verilmiş ise de; boşanma davası davacı erkeğin dava tarihinden sonra ölümü nedeniyle konusuz kaldığından boşanma talebi yönünden davanın konusuz kaldığı; toplanan deliller ve alınan davacı tanıklarının beyanlarından davalı kadının eşine şiddet uyguladığı ve eşinin torunlarıyla görüşmesini istemediğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek davacı mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, boşanma davası davacı erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kaldığından boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 15.11.2022 tarih, 2022/3741 Esas, 2022/9343 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının, eşine şiddet uyguladığı ve eşinin torunlarıyla görüşmesini istemediği gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş ise de Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/355 Esas, 2020/576 Karar sayılı dosyasında davalı kadın eşin, davacı eşe yönelik olarak işlediği iddia olunan basit yaralama suçundan, müşteki hakkında alınan kati hekim raporunda herhangi bir darp cebir izine rastlanılmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği; her ne kadar ceza dosyasında verilen beraat kararı ile hukuk hakimi bağlı değil ise de müşteki olan davacı eşin kati hekim raporunda dap ve cebir izinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında dinlenen davacı tanıklarının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, soyut nitelikteki ve inandırıcı olmaktan uzak beyanına itibar edilerek “eşine fiziksel şiddet uyguladığı” vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmadığı; davacı tanıklarının, davalı kadına kusur olarak yüklenen “eşini ailesiyle görüştürmediği” vakıasına yönelik beyanların da soyut nitelikte olup hükme esas alınamayacağı; o halde davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılamanın seyri sırasında davacının ölümü üzerine davaya devam eden mirasçıların kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu davranışlarının varlığını ispat edemediği belirtilerek davacının ölümü ile evlilik birliği sona erdiğinden boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının mirasçıları 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre davaya devam ettiğinden dosya kapsamına göre davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun varlığı ispat edilemediğinden kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı mirasçıları vekili; davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın; davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine dair verilen karar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı mirasçılarının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.