Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3814 E. 2024/399 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kimin kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde ve uygulanacak hukuk kurallarında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafından ileri sürülen temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/58 E., 2023/674 K.

DAVA TARİHİ : 03.12.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/267 E., 2022/741 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile belirlenen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtay'a aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin, kadına çok kez fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kadını G. isimli bir kadınla aldattığını, bu kadına ev açtığını ve bunun için kredi çektiğini, erkeğin eve para getirmediğini, maddî olarak kadını kısıtladığını, kadına hakaret ettiğini ve küçük düşürdüğünü, erkeğin G.'a ev açması üzerine müşterek konuta gelmemeye başlayıp geceleri dahi orada kaldığını, en son kadının sağ el orta parmağının kırıldığını, kolluk müdahalesi ile kurtarıldığını, kadın ailesinin yanına Samsun'a geldiğinde erkeğin, kadının kardeşinin evini silahla basarak tehditler, küfürler ve hakaretler ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesine, müşterek çocuğun velâyetini kadına verilmesine, erkek yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili dava dilekçesinin 06.12.2019 tarihinde tebliği ile 06.07.2020 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli şiddet uyguladığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında geçen bu olay sonrası davalı ile barışarak tekrar aynı evi paylaştıklarını, bu durumda tarafların yaşadıkları sorunlardan sonra barışarak birlikte yaşamaya devam ettiğini, bu durumun kadının eşini affı niteliğinde olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, kadının müşterek konutu terk ettiğini beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafın süresinden sonra cevap dilekçesi sunduğu, davanın reddini talep ettiği, davalı tarafın süresinde sonra cevap dilekçesi sunduğundan davalı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği, davacı tanıklarının dinlendiği, tüm dosya kapsamı itibariyle davalı kocanın davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, tanık ...'in alınan beyanında davalı kocanın davacının ailesini tehdit ettiği, davacının abisi ...'i arayarak tehdit ettiği, küfür ettiği, tanık ...'in "... Orhan bana ''mutluluğu bulduğunu ve başka bir kadınla ilişkisi olduğunu'' bana kendisi söyledi..." şeklindeki beyanından davalı kocanın başka bir kadınla ilişkisi olduğu, davalı kocanın sadakat yükümlülüğünün ihlal ettiği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında belirlenen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hatalı kusur değerlendirmesi ile erkek aleyhine maddî ve manevî tazminatın yalnızca kadının akrabası olan tanık beyanlarının esas alınarak eksik inceleme neticesinde hükmedildiğini, tanık beyanlarının takdiri delil statüsünde olduğunu, davacı tarafın yapılan görüşmelere ilişkin telefonların erkeğe ve dava dışı G.'a ait olduğunu da ispatlayamadığını, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğunu beyan ederek,kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafça açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.