"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2072 E., 2023/415 K.
DAVA TARİHİ : 26.06.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kütahya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/324 E., 2021/555 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, sürekli borçlu olduğunu söylediğini, borçları nedeniyle müvekkiline kredi çektirdiğini, çektirilen kredileri ödemediğini, müvekkiline nişanda ve düğünde takılan ziynetleri ödeyeceğini söyleyerek aldığını, müvekkilini gelirinin üstünde borçlandırdığını, kendi ihtiyaçlarını rahatça karşılarken müvekkiline aynı konforu sağlamadığını, günlük cüz'i miktarlarda harçlık verdiğini, sürekli küfür ve hakaret ettiğini, "sen bana hiç yardımcı olmuyorsun, anca yiyip için s...yorsun, bomboş bir insansın, hiçbir işe yaramıyorsun, adi, şerefsiz, sorumsuz, tembel, salak, s..ktir...." sözlerle müvekkilinin onurunu ayaklar altına aldığını, müvekkilini başka kadınlar ile kıyasladığını. müvekkilinin eğitimi, kültürü ve mesleği ile aşağıladığını, aynı aşağılamaları müvekkilinin ailesine de yaptığını, fiziksel şiddet uyguladığını, tartışma sırasında müvekkiline onu sevmediğini söyleyerek boşanacağını söyleyerek evden kovduğunu, müvekkilinin çocuk için yaptıkları tedavinin başında hamile kaldığını, davalı erkeğin bu habere sevinmediğini, sadece "hayırlı olsun" dediğini, "eğer kilo alırsan seni yanımda gezdirmem" diye göz dağı verdiğini, hatta bebeği aldırması konusunda baskı yaptığını en son olarak hamile olan müvekkiline fiziksel şiddet uygulaması üzerine ayrıldıklarını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına boşanma davası sırasında dünyaya gelen çocukları Asya'nın velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 7.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini dava ve talep etmiş, davalı- davacı erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkındaki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının annesinin evliliğe müdahale ettiğini ve kadının müdahaleye sessiz kaldığını, evlenmeden önce erkekten yedi yaş büyük olduğunu gizlediğini, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, kıskanç davranıp sürekli erkek eşi izlettirdiğini, hakaret ettiğini, en son olarak kıskançlık nedeniyle tartıştıklarını, müvekkilinin şiddet uyguladığını, müvekkiline " sen ne biçim doktorsun, bir işi halledemiyorsun, ne biçim erkeksin, defol git, şerefsiz, herkesin kocası böyle mi yapıyor" şeklinde aşağılayıcı ifadelerde bulunduğunu, müvekkilinin üzerine yürüdüğünü, vücudunu tırnakları ile çizdiğini, iddia ederek kadının asıl davasının reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, velâyet verilmediği takdirde ortak velâyete hükmedilmesini, müvekkili için 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin eşine hakaret ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, kadın eşin hamile kaldığı dönemde kadına, çocuğu istemediğini söyleyerek çocuğu aldırmasını istediği, borçları sebebiyle eşinin ziynetlerini alarak bozdurduğu ve geri iade etmediği, taraflar en son aralarındaki sorunlar sebebiyle tartıştıkları, bu tartışma esnasında erkeğin duvara harddisk fırlattığı, fırlattığı harddiskin kadının yüzüne geldiği ve onu yaraladığı, bu surette kadına şiddet uyguladığı, kadının ise; erkek eşin önceki evliliğinden olan çocuklarını müşterek konutta istemediği, eşinin onlarla görüşmesine engel olduğu, ev işlerinde gerekli hassasiyeti göstermediği, eşine yardımcı olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşemeyeceği, çocuğun yaşı ve uzman raporu da dikkate alındığında yargılama sürecinde anne ile yaşayan ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Asya'nın velâyetinin anneye verilmesine, Asya'nın 5 yaşını dolduruncaya kadar kendisi ve babası arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası Pazar günü saat:10.00'dan aynı gün saat:17.00'ye, her yıl babalar günü sabah saat:10.00'dan aynı gün akşam 17.00'ye, dini bayramların ikinci günü sabah saat:10.00'dan aynı gün akşam saat:17.00'ye kadar Asya'nın 5 yaşını doldurmasından itibaren kendisi ile babası arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günü saat:10.00'dan Pazar günü saat:17.00'ye, her yıl babalar günü sabah saat:10.00'dan aynı gün akşam 17.00'ye, dini bayramların ikinci günü sabah saat:10.00'dan üçüncü gün akşam saat:17.00'ye kadar, her yıl okulların yarı yıl tatilinin birinci haftası Cumartesi saat:10.00'dan bir sonraki Cumartesi saat:17.00'ye ve her yıl 1 Temmuz sabah saat:10.00'dan 31 Temmuz akşam saat:17.00'ye kadar baba yanında kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen ve karar tarihinde aylık 1.500,00 TL'ye çıkarılan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası, tazminatlar ile nafakaların miktarı, kişisel ilişki, vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatların kabulü ve miktarı, kadın yararına kabul edilen tedbir nafakası, vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin, erkeğin ağır, kadının ise daha az kusurlu olduğuna yönelik tespiti sonuç itibari ile yerinde olduğunu fakat yerel mahkemece kadına "ev işlerinde gerekli hassasiyeti göstermediği ve bu konuda eşine yardımcı olmadığı" şeklinde, bir kısım davalı erkek tanıklarının somut ve görgüye dayalı olmayan, subjektif yorumuna dayanan ifadeleri dikkate alınarak kusur yüklenmişse de ispatlanamayan bu vakıanın kadına kusur olarak yüklemesinin doğru olmadığı, gerçekleşen duruma göre kusur derecelendirilmesinin doğru yapıldığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, ortak çocuğun yaşı, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu.velâyeti anneye verilen çocuk ile baba arasında 5 yaşına kadar ve 5 yaşından sonra olmak üzere kademeli şekilde kişisel ilişki kurulmasının da doğru olmadığı gerekçesi ile; tarafların vekâlet ücreti hükmedilmemesi yönünden kadının ise kusur belirlemesi, tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarına, kişisel ilişki kararına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk ile baba arasında "her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günü saat:10.00'dan Pazar günü saat:17.00'ye kadar, her yıl babalar günü saat:10.00'dan aynı gün saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat:10.00'dan üçüncü gün saat:17.00'ye kadar, her yıl okulların yarı yıl tatilinin birinci haftası Cumartesi saat:10.00'dan bir sonraki Cumartesi saat:17.00'ye kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat:10.00'dan 31 Temmuz günü saat:17.00'ye kadar baba yanında kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına", çocuk yararına aylık 2.000,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kabul edilen boşanma davaları yönünden karşılıklı olarak taraf vekillerine vekâlet ücreti takdirine ve tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde düzenlenmemesi, nafakaların ve tazminatlar miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu dilekçesini aynen tekrar ederek, kusur belirlemesi, tazminatların kabulü ve miktarı, kadın yararına kabul edilen tedbir nafakası, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma davalarında; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 324 üncü, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında ... kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Elif'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Mehmet'e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.