Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3852 E. 2023/2468 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemelerce belirlenen kusurlu davranışların yanı sıra, kadının tartışmalar neticesinde sığınma evine gitmesi ve evine dönmek istediğinde erkeğin evi başkasına kiraya vererek kadını eve almaması sebebiyle erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, kadının kişilik haklarının ihlal edildiği ve erkeğin maddi desteğini kaybedeceği gözetilerek, tazminat miktarlarının yetersiz bulunması nedeniyle yerel mahkeme kararı, tazminat miktarı yönünden kadın yararına bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/5 E., 2023/117 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve tedbir nafakasının arttırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manvî tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığı ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; tarafların 1974 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına ve ortak çocuklara sürekli olarak fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, kadını ortak konuta almadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadın yararına Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2013/383 E. ,2013/668 K. sayılı kararı ile aylık 270,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, ancak hükmedilen tedbir nafakası miktarının çok az olduğunu, kadının geçinmekte zorluk çektiğini, erkeğin gelir durumunun ... olduğu ve üzerine kayıtlı birçok taşınmazının bulunduğunu iddia ederek Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2013/383 Esas, 2013/668 Karar sayılı kararı kadın yararına aylık 270,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, iftira attığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine bağlı olarak boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkeğe birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş davalı-karşı davacı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 27.09.2019 tarih ve 2018/257 Esas, 2019/618 Karar sayılı kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda karşılıklı olarak birbirlerine hakaret eden eşlerin eşit kusurlu oldukları, evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca tarafların boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın tarafından açılan ve işbu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen tedbir nafakasının arttırılması davasının ise kısmen kabulü ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL'ye çıkartılmasına, kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davasının ise işbu dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2021 tarih ve 2020/238 Esas, 2021/1969 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tarafların karşılıklı olarak açtıkları ve feragat ettikleri boşanma davalarından önce gerçekleşen vakaları hükme esas almamasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesin de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasının, boşanma kararının kesinleştiği 05.11.2019 tarihinde sona erdiğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ SÜREÇ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir nafakasının arttırılması davasında hükmedilen nafakanın miktarı yönünden temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Dairenin, 13.10.2022 tarih, 2022/5241 Esas, 2022/8137 Karar sayılı ilamı ile; davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakasının artırılması davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; reddedilen nafaka miktarının yıllık toplam miktarı karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 ... maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan nafakaya ilişkin kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin bağımsız açılan tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılamasında İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile boşanmalarına ve boşanmanın ferîlerine karar verildiği, verilen kararın kadın vekili tarafından istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, bu kararın kadın vekili tarafından temyiz edildiği görülmüş olup, her ne kadar derece mahkemelerince tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların Mahkemelerce belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; tarafların bir süredir aynı apartmanda erkeğe ait farklı dairelerde ayrı olarak yaşamakta iken kadının yaşanan tartışmalar neticesinde kadın sığınma evine gittiği, bir süre sonra kadın sığınma evinden yaşadığı eve geri dönmek istediğinde erkek ve birlikte yaşadığı ergin çocukları tarafından apartmanın ve evin kilidinin değiştirildiği, evin başkasına kiraya verildiği, kadının eve alınmadığı, bu olaylar neticesinde taraflar arasında son kavga olayının yaşandığı, erkeğin evin kilidini değiştirme, kadını eve almama eylemleri nedeniyle kusurlu olduğu ve erkeğe bu kusurların da yüklenilmesi gerektiği, bu hale göre evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu ve boşanmakla kadının, eşinin maddî desteğini yitireceği, 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının kadın yararına oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ... görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabul edildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, kusur durumu dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata, bozma ilamı ile kesinleşen kısımlar yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının; kusur durumu, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü dikkate alınarak çok az olduğu, erkek adına kayıtlı birden fazla taşınmaz olduğu ve bu taşınmazlardan kira geliri olduğu, kadının herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı belirtilerek; hükmün tazminatların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin herhangi bir kusurunun olmadığı, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının yeniden incelenip incelenemeyeceği, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2.... kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, ... kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ... kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mehmet'e yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran Fatma'ya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.