"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2487 E., 2023/85 K.
DAVA TARİHİ : 14.04.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/213 E., 2022/374 K.
Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında boşandıklarını, ortak çocuk ... Akkuş'un velâyetinin davacı babaya verildiğini, tarafların boşanma sebebinin davalı kadının sadakatsiz davranışlarda bulunması sebebiyle olduğunu, tarafların boşanmasından sonra davalı annenin ortak çocukla iletişim kurmadığını, buna rağmen Mardin Aile Mahkemesinin 2019/542 Esas, 2020/179 Karar sayılı dosyası ile velâyet davası açtığını, davanın reddedildiğini, davalı annenin, icra yoluyla ortak çocukla kişisel ilişki kurduğunu, ortak çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, davalı annenin ortak çocukla ilgilenmediğini, çocuğa psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını ve çocuğu tehdit ettiğini, davalı kadının başka erkeklerle birlikte yaşadığını, psikolojik rahatsızlığı olduğunu ve kişisel ilişki günlerinde ortak çocuğu da birlikte yaşadığı erkeklerin evlerine götürdüğünü, ortak çocuğa alınan telefonu kullanmasına engel olduğunu, bu sebeple ortak çocukla davalı anne arasında yatılı kişisel ilişki kurulmaması gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile ortak çocukla davalı anne arasında yatılı olarak kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, davalı annenin ortak çocuğu yatılı olarak değil günü birlik görmesine, ortak çocukla kişisel ilişki kurduğu günlerdi ortak çocuğu nereye götüreceğinin belli olmasına ve ortak çocukla baba arasında kurulacak iletişimin anne tarafından engellenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçek olmadığını, davacı erkeğin, davalı kadına iftira attığını, tarafların boşanmalarının asıl sebebinin davacı erkeğin, davalı kadına uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddet olduğunu, annenin ortak çocukla kişisel ilişki kurmasının engellendiğini, davacı babanın velâyet hakkını kötüye kullandığını, ortak çocuğun anneye karşı doldurulduğunu, davalı babanın epilepsi hastası olduğunu, nöbet geçirdiğini, mevcut rahatsızlığı sebebiyle psikolojisinin bozuk olduğunu ve velâyet görevini gereği gibi yerine getiremeyeceğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davacı tarafından davalı annenin, ortak çocuğu ... süre arayıp sormadığı, daha sonra görmek istediği, çocuğun anneye yabancılık çektiği iddia edilmişse de; kişisel ilişkinin amacının velâyet kendisine verilmeyen veli ile çocuk arasında aile bağının kopmasını engellemeye yönelik olduğu, kişisel ilişki günlerinden çocukla görüşmenin bir hak olduğu ancak görev olmadığı, bu nedenle daha önceden görmek istememiş olmasının kişisel ilişkinin daraltılmasını gerektirmeyeceği, yine her ne kadar davacı tarafından, davalının ahlaksız ilişkilerinin olduğu ve çocukla birlikte ilişki yaşadığı erkeklerin evinde kaldıkları, ortak çocuğu tehdit ettiği, ortak çocuğa psikolojik şiddet uyguladığı iddia edilmişse de tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, yeterli ve somut bilgi içermediği, iddia edilen bu hususun ispatlanamadığı, ortak çocuğun telefonuna el konulmasının tek başına kişisel ilişkinin kaldırılması için yeterli olmayacağı, Mardin Aile Mahkemesinin 2021/225 sayılı talimat aracılığıyla aldırılan sosyal inceleme raporunda; çocuğun ... yararı gereğince anne ile çocuk arasındaki yatılı kişisel ilişkiye yatılı şekilde devam edilmesi kanaatinin oluştuğunun bildirildiği ve hükme de bu raporun esas alındığı, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü maddesinin çocuğun yüksek yararı kavramının, çocuğun kısa süreli ve dar anlamda çıkarlarını değil, kapsamlı gelecekteki ve toplumsal çevre içindeki yararını ifade eden anlam içerisinde ve aynı zamanda anne ve babanın; çocuk eğitimi, çocuğun psikososyal gelişimi konusunda algılamaları, gerek tarafların birbirleri ile gerekse ortak çocuk ile kurdukları iletişim biçimleri ve çocuğun görüşlerinin dikkate alınmasının düzenlendiği, çocuğun ... yararı tespit edilirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal , ahlaki ve toplumsal gelişimin sağlanması amacının gözetilmesi gerektiği, davacı babanın, kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı annenin, bu hakkını kullandığı, çocuğun huzurunu ciddi olarak tehlikeye attığı hususunu ispat edemediği, davalı annenin davaya konu olan ortak çocukla mahkeme kararı gereğince verilmiş olan yatılı kişisel ilişki kurmasının devam etmesinin çocuğun yüksek yararına olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, ortak çocuğun anne ile kişisel ilişki kurmak istemediği, icra vasıtasıyla kişisel ilişki kurulduğu, çocuğun idrak çağında olduğu ve beyanına itibar edilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğu, anne ile ortak çocuk arasında yatılı olarak kurulacak kişisel ilişkinin, ortak çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz etkileyeceği, ortak çocukla anne arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasının dava dilekçesinde belirtilen sebepler de dikkate alınarak hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesinin kararında usul, esas ve kamu düzenine ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ayrıca mevcut kararın kesin hüküm teşkil etmeyip değişen şartlara göre her zaman yeniden dava açılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvurusunun esastan ret kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olarak düzenlenmesinin çocuğun ... yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 182 nci maddesi, 183 üncü maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesinin birinci fıkrası. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 3 üncü, 9 uncu maddesinin birinci fıkrası, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.