Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3865 E. 2024/1903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının azlığı nedeniyle yapılan istinaf üzerine verilen kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin kusur belirlemesi ve davanın kabulüne ilişkin temyiz hakkı bulunmadığı, nafakalar ve tazminat miktarlarına ilişkin ise temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/822 E., 2022/2484 K.

DAVA TARİHİ : 07.09.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elbistan Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/592 E., 2021/656 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş ise de muhtıranın usulünce tebliğine rağmen istinaf harç ve giderleri sürede yatırılmadığından erkeğin istinaf başvurusunun yapılamış sayılmasına karar verilmiş, bu ek karar istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının, kusur belirlemesi ve kabul edilen davaya yönelik temyiz hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkeğin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde; 36 yıllık evlilik hayatında fiziksel şiddete maruz kaldığını, davalının kendisini defalarca başka kadınlarla aldattığını, davalının yazları kaldıkları eve kadın getirip beraber yaşadıklarını öğrendiğini, bu kadının çocuklarının yaşlarında bir Suriye'li tarım işçisi olduğunu, eve gittiğinde evde bir tane kıyafetinin kalmadığını, evin yeniden dekore edilip kullanmadığı süs eşyalarının çıkarılıp evin farklı bir şekilde düzenlendiğini gördüğünü, davalıya sorduğunda sürekli inkar ettiğini, bunun üzerine annesinin evine oğlu ile beraber gittiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kendisi için aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına duygusal şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, kabul edilen kusur tespitleri ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu, davacı kadının ise kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, davacı kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tedbir/yoksulluk nafakası ile hükmedilen nafakanın TÜFE oranında artırılmaması ve maddî-manevî tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de ise de tarafınca istinaf harçları ve dosya gider avansının yatırılmadığı, davalı adına muhtıra çakarıldığı, muhtıranın usulünce 08.11.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, verilen kesin süreye rağmen harç ve giderlerin yatırılmamış olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince 23.11.2021 tarihli ek karar ile davalı erkeğin istinaf başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, ek kararın davalı tarafça istinaf edilmediği anlaşılmıştır.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarlarının az olduğu, kadının nafakalar için artış talebinde bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun nafakaların ve tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmolunan nafakanın TÜFE oranında artırılmasına ilişkin kadının talebinin taleple bağlılık ilkesi gereğince reddine, kadın lehine İlk Derece Mahkemesi kararı ile tekerrür olmaması koşulu ile aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 250.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, davacı kadın vekilin sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, istinaf başvurusu olduğu halde reddedilmesinin doğru olmadığı, harç ihtarının usulünce tebliğ edilmediğini, tanık beyanı ile maddi geliri hakkında kanaate varılmasının doğru olmadığını, gelirinin o şekilde olmadığını, tedbir yönünden talep olmadığı halde arttırılmasının doğru olmadığını, miktarların fahiş olduğunu, oğlunu okuttuğunu, 5-6.000 tl aylık gönderdiğini, geçen ay 35.000,00 TL'ye bilgisayar aldığını ileri sürerek kusur belirlemesi, davanın kabulü, nafakalar ve tazminatlar ile istinaf başvurusunun değerlendirilmemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü ve 346 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkeğin kusur belirlemesi ve kabul edilen davaya yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkeğin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.