"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2770 E., 2022/3033 K.
DAVA TARİHİ : 16.06.2017
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Göksun 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/20 E., 2022/95 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı evlilik birliği süresinde evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmediğini, sürekli hakaretlerde bulunduğunu, toplum ve aile içerisinde küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunduğunu, ayrıca tehdit eylemlerinde bulunduğunu, davalının sürekli olarak müvekkilinin izni ve bilgisi dışında etrafa borç yaptığını ve sürekli olarak borca malzeme alarak annesine gönderdiğini, davalının iki yıl kadar önce Ayhan beni aldatıyor diye söylemlerde bulunduğunu ve bundan yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce Ayhan beni aldatıyor diyerek müvekkilden habersiz evi yükleyerek çekip gittiğini, tarafların o tarihten beri ayrı yaşadığını, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesi ile; davacı eşinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, yirmi senelik evlilik süresinde mutlu olduklarını, eşi ile bir buçuk senedir ayrı yaşadıklarını bunun nedeninin ise eşinin G. altıntaş isimli bayan ile gönül ilişkisinin olduğunu, eşinin kendisi ve çocuklarını dışarı atarak bu kadın ile imam nikahlı olarak yaşamaya başladığını, eşi ile ayrılmayı kabul etmediğini, eşini sevdiğini ancak Mahkeme ayrılmalarına karar vermeleri halinde kendi lehine davacı aleyhine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata ayrıca ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine her biri için 700,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2019 tarihli kararı ile; erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiş, kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince Aile Mahkemesi sıfatıyla karar verilmediği, kabule göre de erkeğin kusurlarının kararda belirtilmediği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar erkek kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini ve kendisine hakaret ettiğini iddia etmişse de dinlenen erkek tanıkları beyanlarında ve dosya içeriğinden bu iddialarını ispat edemediği, ancak kadının erkeğe karşı "ölsende maaşını yesem" gibi sözler söylediğinin tanık beyanları ve kadının tevil yollu ikrarıyla sabit olduğu, her ne kadar kadın evi terk etmiş olsa da davacının tutum ve davranışlarıyla davalının evi terk etmeye mecbur kaldığı, davaya cevap dilekçesi ile erkekten boşanmak istemeyen kadının 16.05.2019 tarihli duruşmada boşanmayı kabul ettiği de anlaşıldığından boşanmaya neden olan olaylarda açıklananlar birlikte değerlendirildiğinde; erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, evliliğin fiilen sona erdiğine göre tarafları hukuken bir arada tutmanın artık bir anlamı kalmadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamında toplum ya da taraflar bakımından menfaat bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, kadın için aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar ergin olduğundan kadının velâyet ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin kusurlu olduğunu, kusurunun ispatlanamadığını, Mahkemece hatalı karar verildiğini, birleşen davası yönünden hatalı kararlar verildiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının birleşen davasının, Mahkemenin, 11.10.2018 tarihli duruşmasında, kadının duruşmaya katılmaması nedeni ile işlemden kaldırıldığı, dosyanın tefrik edilerek açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın da kesinleştiği, her ne kadar birleşen ve bilahare tefrikine karar verilen boşanma dava dosyası istinafa getirilmiş ise de, davalının birleşen davası yönünden istinaf istemleri artık bu dosyada incelenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi tarafından, erkek tarafından açılan davada, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespiti ile, erkeğin davasının kabulüne karar verildiği, kadına ise tanık Sakine'nin beyanında yer alan, "ölse de kurtulsam, maaşını yesem" şeklinde beyanda bulunduğu, ancak, tanık Sakine' nin beyanında yer alan, kadının erkeğe söylediği ifade edilen "ölse de kurtulsam, maaşını yesem" şeklindeki sözlerini, ne zaman söylediğinin belli olmadığı, bu durumda, kadının ispatlanmış kusurunun bulunmadığı, dolayısı ile kimse kendi kusuru nedeni ile boşanma davası açamayacağından, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının asıl davada istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin erkeğin davasının kabulüne dair kararının kaldırılarak, erkeğin davasının reddi ile kadın lehine aylık 350,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili; davalının bu sözleri ne zaman söylediğinin tespit edilebilmesi için tanıklardan davalının bu sözleri ne zaman söylediğinin sorulması ve açıklığa kavuşturulması gerektiği halde davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, kadının evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmemek için ortak çocuklarını da alarak ortakkonutu terkettiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, kadının müvekkile yönelik olarak söylediği ve tanık beyanlarında belirtilen söylemlerin davalı kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, tanıklardan sadece Sakine'nin beyanından söz edilmesi, diğer tanık beyanlarına hiç yer verilmemesinin yerinde olmadığı, kadının kusurlu olduğu, kadının da boşanmak istediği ileri sürülerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.