Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3913 E. 2024/1685 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ve kişisel ilişki süresinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına toptan olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/639 E., 2022/2055 K.

DAVA TARİHİ : 01.12.2017

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/988 E., 2019/861 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik sonrası davranışlarının değiştiğini, yemekleri arkadaşlarıyla dışarıda yediğini, bekar gibi sorumsuz davrandığını, eve para bırakmadığını, alışveriş yapmadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, parayı içkiye yatırdığını, kayınvalidesinin tehdit ettiğini, ailesine kötü davrandığını, bakıma ihtiyacı olduğu için ailesinin yanına gittiğini, davalının söz vermesine rağmen almaya gelmediğini, arayıp sormadığını, telefon hattını kapattığını, çocuğun doğum masraflarını dahi karşılamadığını, doğum esnasında görmeye gelmediğini, eşyalarının poşetlere konulduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk,100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ilk kadının ikinci evliliği olduğunu, ilk evliliğinin 1 gün sürdüğünü, eşini önemsemediğini, kadınlık görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, çalışmamasına rağmen evin olağan işlerini yapmadığını, dışarıdan yemek söylediğini, davacının annesinin çoğu zaman ortak konutta kaldığını, evliliğe adapte olamayıp bekar gibi davrandığını, sürekli alkol ve sigara kullandığını, evlilik öncesi eşyalar nedeniyle ağır borç yükü altına girdiğini, eşinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için krediler çekmek zorunda kaldığını, eşini almak için gittiğinde davacının gelmek istemediğini, sebepsiz evi terk ettiğini, çelişkili ve tutarsız davranışlar gösterdiğini, çocuğu göstermediğini, boşanmayı kabul ettiklerini belirterek velâyetin babaya verilmesine, davacının tazminat, nafaka vesaire taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilik birliğinin kendine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, sürekli bir işte çalışmadığı, eşine ve çocuklarına maddî yardımda bulunmadığı, müşterek evde huzursuz bir ortam olduğu, davalının davacı ile ilgilenmediği, davacının annesini istemediği, davalının davacıya arkadaşları için içki sofrası kurdurttuğu, davalının ve davalının annesinin davacıyı rencide edecek söylemlerde bulunduğu ve şiddet eylemleri olduğu belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen çocuk ile davalı baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları Cumartesi günü saat 10.00 dan Pazar günü saat 15.00 e kadar, her yıl dini bayramların 2. günü saat 10.00 dan, 3. günü saat 15.00 e kadar, her yıl okulların ara tatillerinin ilk günü saat 10.00 dan 3. günü saat 18.00 e kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat 10.00 dan 10 Temmuz günü saat 18.00 e kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına tedbir ve aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000.00 TL maddî ve 15.000.00 TL manevî tazminat karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, yatılı kişisel ilişki düzenlemesi, vekâlet ücretinin tazminat değeri üzerinden hükmedilmemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatların esası ve miktarı, nafaka ve velâyet düzenlemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen sürekli bir işte çalışmadığı ve fiziksel şiddet vakıalarına kadının dayanmadığı bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ancak yine de erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, kadının yaşı ve çalışmaya engel hali olmaması gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, özellikle kararda gerekçenin yeterli olmadığından bahisle kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi, nafakaların miktarı, kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile miktarları, kişisel ilişki süresi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına toptan olarak takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda toptan nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen toptan yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.