Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3914 E. 2024/472 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak derecede kusurlu olup olmadığı ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, eşinin hastalığıyla ilgilenmemesi, ortak konuta dönmemesi ve birlikte yaşamaktan kaçınması gibi eylemlerinin evlilik birliğini temelinden sarstığı ve davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1767 E., 2023/308 K.

DAVA TARİHİ : 16.07.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/568 E., 2021/1442 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının, üç yıldır evlilik birliği görevlerini yerine getirmediğini, Kuşadası'na taşındığını, müvekkilinin şeker komasına girdiği dönemde dahi ilgilenmediğini, hatta telefon ve mesajlarına cevap vermediğini, davalının iddialarının asılsız olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ayşenaz'ın velâyetinin annesine bırakılmasına ve müvekkili ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, tarafların ortak çocukları ...'in Dokuz Eylül Üniversitesi'nde asistan olarak göreve başlaması nedeni ile tarafların aile konutunu İzmir'e taşıma kararı aldıklarını, müvekkilinin, davacının da geleceği düşüncesi ile İzmir'de çalışmaya başladığını, fakat davacının gelmediğini ve İstanbul'da yaşamaya devam ettiğini, davacının ortak çocuk Ayşenaz'ın giderlerine yardımcı olmadığını, ortak çocuk ...'in düğün masraflarına katkıda bulunmadığını, davacının kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocuk Ayşenaz'ın velâyetinin müvekkiline bırakılmasına ve lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ortak çocukları ...'in İzmir'de göreve başlaması nedeniyle davalının İzmir'e taşındığı, ortak kız ...'in evlenmesine rağmen davalının ortak konuta dönmediği, diğer ortak çocuk ile Kuşadası'na yerleştiği, davacı eşi ile birlikte yaşamaktan kaçındığı, davacı eşinin hastalığıyla ilgilenmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ayşenaz'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk Ayşenaz lehine tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca usulüne uygun olarak sunulan dilekçelerde dayanılan çekişmeli vakıalardan, hüküm tesisine esas alınarak davalıya yüklenen kusurlara ilişkin maddî vakıaların somut, görgüye dayalı ve tutarlı davacı tanık beyanları ile kanıtlandığı belirlenerek bu kusurların davalıya yüklenilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafından öne sürülen vakıaların sunulan delillerle usulüne uygun şekilde ispat edilememesi nedeniyle davacıya kusur yüklenilmemesinin yerinde ve isabetli olduğu, davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin terke dayalı bir davası olmadığından kadına birlikte yaşamaktan kaçınma kusurunun yüklenemeyeceği, ancak toplanan delillerden kadının yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.