Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3965 E. 2024/3103 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, kusur oranının belirlenmesi ve kadının tazminat taleplerinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespit edilmesi ve bu durumun yeniden yargılamayı gerektirmemesi gözetilerek, yerel mahkemenin kadın yararına hükmettiği maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ve erkeğin karşı boşanma davasının da kabulüne dair direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2775 E., 2023/639 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/328 E., 2021/326 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında şiddetli geçimsizliğin bulunduğunu, davalının evliliğin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalının evi terk ettiğini ve 4 aydır fiilen ayrı yaşadıklarını, evin geçimini sağlamak ve 1 yaşındaki oğlu için asgari ücret ile çalışmaya başladığını, ortak çocuğa bakıcı tutmak zorunda kaldığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, kadın için aylık 300,00 TL tedbir-yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL tedbiriştirak nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının kusurlu sebepleri ve müşterek çocuğun aralarındaki geçimsizlikten daha fazla etkilenmemesi için evde ayrılmak zorunda kaldığını, evden ayrılırken davacıya 6.000,00 TL para bıraktığını, müvekkilinin kusurlu davranışının bulunmadığını, davacının alkol problemlerinin olduğunu, alkol aldığı zaman saldırgan ve kavgacı bir tutumunun olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, davacı-davalı aleyhine 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek konutu terk ettiğinin sabit olduğu, evi terk etmesinden sonra eşi ve müşterek çocukla ilgilenmediği, davacının bu süreçte işe girerek çalışmaya başladığı, evlilik birliğine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı davacı erkek davacı kadının alkol sorunu olduğunu iddia etmiş ise de dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı itibari ile davacının alkol kullanımına yönelik durumun evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine yönelik herhangi bir olayın bulunmadığı, buna yönelik tanıkların bilgi sahibi olduğu bir olayın olmadığının anlaşıldığı, davacının tek başına alkol kullanıyor olması davacı tarafa kusur izafe edilmesini gerektirmeyeceğinden erkeğin tam kusurlu olduğu, gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve 450,00 TL iştirak nafakasına, davacı-davalı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, kadının alkol sorunu olduğunu,müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, eksik ve hatalı bir inceleme ile soyut iddiaların karara gerekçe yapıldığını, kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri, erkeğin reddedilen boşanma davası ve fer'îleri, kusur tespiti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek konutu terk ettiğinin sabit olduğu, evi terk etmesinden sonra eşi ve müşterek çocukla ilgilenmediği, davacının bu süreçte işe girerek çalışmaya başladığı, evlilik birliğine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı-davacı erkek davacı kadının alkol sorunu olduğunu iddia etmiş ise de dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı itibari ile davacının alkol kullanımına yönelik durumun evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğine yönelik herhangi bir olayın bulunmadığı, buna yönelik tanıkların bilgi sahibi olduğu bir olayın olmadığının anlaşıldığı, davacının tek başına alkol kullanıyor olması davacı tarafa kusur izafe edilmesini gerektirmeyeceğinden erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilmişse de geçimsizliğe yol açacak düzeyde alkol alışkanlığının olduğu, tanık olarak dinlenen erkeğin tanığı ...'ın ifadesinde belirttiği üzere, alkollü iken erkeğe yönelik olumsuz tutum davranışlarda bulunduğu anlaşıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, her iki davanın da kabulü gerektiği, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı-davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının karşı dava yönünden kaldırılarak erkeğin karşı boşanma davasının da kabulüne karar tarafların boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin de doğru olmadığı, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin "boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları" şeklinde değiştirilmek ve kadının tazminat taleplerinin reddine hükmedilmek suretiyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatların reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, reddedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.