Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3999 E. 2024/689 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş anlaşmalı boşanma kararında yer alan "mal rejimi alacağı talebi bulunmadığı" ibaresinin, tarafların duruşmada yaptıkları mal rejimi alacaklarından feragat beyanına dayanılarak karara geçirildiği iddiasıyla, bu ibarenin tavzih yoluyla karardan çıkarılıp çıkarılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların duruşmada mal rejimi alacaklarından feragat ettikleri yönündeki beyanları ve bu beyan doğrultusunda hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, tavzih talebinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/18 E., 2023/365 K.

DAVA TARİHİ : 01.02.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/65 E., 2022/250 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kararın tavzih edilmesinin istenmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 22.11.2022 tarihli kararla tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

Tavzih talebinin reddine dair kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacının sebepsiz evi terk ettiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. 14.04.2022 tarihli duruşmada boşanma ve fer'ileri hususunda anlaştıklarını beyan ederek protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin dürüst davranmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, 2000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. 14.04.2022 tarihli duruşmada boşanma ve fer'ileri hususunda anlaştıklarını beyan ederek protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden tedbir, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ziynet ve eşya alacağı ile mal rejiminden kaynaklanan alacak talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca müştereken imza altına alınan bila tarihli 7 maddeden ibaret boşanma protokolünün onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

2.Karar, taraflara 04.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf edilmediğinden 20.05.2022 tarihinde kesinleşme şerhi düzenlenmiştir.

3. Davacı karşı davalı erkek vekilinin 20.09.2022 tarihinde tavzih isteminde bulunması üzerine mahkemece 22.11.2022 tarihli karar ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 22.11.2022 tarihli tavzih isteminin reddi kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma protokolünde katılma alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, duruşmada taraflarla ilgisi olmayan başka bir dava dosyasından "boşanmadan sonra karşılıklı edinilmiş mallara ilişkin katkı payı, katılma alacağı ve ziynet alacağı talebimiz olmayacaktır" cümlesinin kaldığını, ancak müvekkilinin böyle bir beyanı olmadığını, zira taraflar arasında devam eden bir mal rejimi dosyası bulunduğunu, böyle bir anlaşmanın olmadığını beyan ederek tavzih talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince talebin esasıyla ilgili usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince verilen 22.11.2022 tarihli tavzih talebinin reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesince verilen tavzih talebinin reddine yönelik kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca imzalanan protokol hükmünde mal rejimi alacağı ile ilgili bir hüküm bulunmamasına karşın, tarafların duruşmada "boşanmadan sonra karşılıklı edinilmiş mallara ilişkin katkı payı, katılma alacağı ve ziynet alacağı talebimiz olmayacaktır" şeklinde beyanda bulunması üzerine bu yönde hükme geçirilen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen anlaşmalı boşanma kararında yer alan "tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminden kaynaklanan alacak talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" cümlesinin tavzih yoluyla kaldırılıp kaldırılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü. 6100 sayılı Kanun'un 305 inci, 306 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.