Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4005 E. 2024/1645 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminat ve iştirak nafaka taleplerinin süresinde olup olmadığı, koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/43 E., 2023/223 K.

DAVA TARİHİ : 26.09.2018- 26.10.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramankazan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/390 E., 2021/287 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı – davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve iştirak nafaka miktarı yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından ise, iştirak nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı- davacı tarafça kusur belirlemesi hariç olmak üzere istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı - davacının istinaf başvurusu kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- davalının, davalının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kusur belirlemesi yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- davalının temyiz dilekçesinin kusur belirlemesi yönünden reddine karar vermek gerekir.

Davacı- davalı vekilinin reddedilen yön dışında, davalı- davacı vekilinin ise tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin bu evliliği istemediklerini, erkeğe ve ailesine yakınlık göstermediklerini, kadının ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli şiddet uyguladığını, bileziklerini habersiz olarak hepsini bozdurduğunu, ailesine hakaretlerde bulunduğunu, aile içerisinde olabilecek tartışmalarda sürekli küsüp gittiğini, her zaman kadını haksız görerek psikolojik olarak yıprattığını, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, kulak zarını patlattığını, maaş kartı ve kredi kartının ilk sene erkekte durduğunu, nereye harcama yaptığını sorduğunda sana hesap mı vereceğim tepkisiyle karşılaştığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmaların, velâyetin anneye verilmesine, 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm talepleri hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluştuğunu, tedbir ve iştirak nafaka miktarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın hüküm kurulmayan tazminat ve nafaka miktarı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile temeli taraflar arasındaki aynı evlilik birliğinden kaynaklanan hukukî ilişkiye dayalı her bir boşanma davasında verilecek her bir kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu, zira eşler arasında boşanma kararı verilecek tek bir evlilik bulunduğu, dolayısıyla kaç boşanma davası açılırsa açılsın tamamının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi kapsamında davanın her aşamasında, talep üzerine veya mahkemece kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesine karar verilmesi ve açılmış bulunan her bir boşanma davası yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması zorunluluğu tartışmasız olduğu, süresinde açılmamış olsa dahi karşı davanın açıklanan nedenlerle birlikte görülmesinin usul ekonomisi açısından doğru olduğu; kadının asıl dava için ikinci cevap, karşı dava için ise cevaba cevap dilekçesi niteliğindeki 17.12.2018 tarihli dilekçesinin yukarıda izah edilen sınırlama ve yasak kapsamında olmadığı, dolayısıyla kadının bu dilekçesinde talep ettiği tazminat istemlerinin süresinde olduğu; boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, bu kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinden olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, mevcut yada beklenen menfaatlerin kapsamı, evliliğin süresi ve özellikle hakkaniyet ilkesi, nafakanın niteliği müşterek çocuğun zorunlu ihtiyaçları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına uygun miktarda tazminata hükmedilmesinin gerektiği, çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafaka miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına ilk dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına (tahsilde tekerrür olmamak üzere) kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, taleplerin süresinde olmadığını, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; nafaka miktarının 10.000,00 TL olması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafaka miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminat ve iştirak nafaka taleplerinin süresinde olup olmadığı koşullarının oluşup oluşmadığı ile tazminat ve iştirak nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.