"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1795 E., 2022/1819 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/531 E., 2021/399 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmasına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, ailesinin etkisinde kaldığını, aşırı alkol kullandığını, gece hayatını sevdiğini, alkol, sigara ve kahvehane hayatına aşırı düşkün olduğunu, kadın ve ortak çocuğu bu tarz hayata zorladığını, her gece eve sarhoş geldiğini, son 7 aydır tamamen evden kopup sadece yatmaya geldiğini, son iki yıldır yatağını ayırdığını, kadının ailesiyle ilişkilerini kesmelerine neden olduğunu, kadına ve ailesine hakaret ettiğini, küfrettiğini evden kovduğunu, ortak çocukla ilgilenmediğini manevî şiddet uyguladığını aşağıladığını, sürekli boşanmak istediğini söyleyerek psikolojik baskı uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faiziyle birlikte kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının uzlaşmaz, aşırı kıskanç, şüpheci bir yapıya sahip olduğunu, ailesine olumsuz tavır ve yorumlarda bulunduğunu, onlara soğuk davrandığını, sağladığı hayat standartlarını eleştirdiğini, beğenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli dışarıdan yemek ısmarladığını, erkeğin görüştüğü kişilere müdahale ettiğini, ailesiyle görüşmesini istemediğini, özel hayatına aşırı karıştığını, beddua ettiğini, aracına zarar verdiğini, kıyafetlerini yırttığını, etrafa karşı küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, ortak çocuk ile yeterince ilgilenmediğini, onu yaşlı anneannesine ve dedesine bıraktığını ileri sürerek davanın reddine, aksi halde velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin aşırı derecede alkol kullandığı ve sürekli eve alkollü olarak geldiği, kadına şiddet uyguladığı, kadının ise ortada hiçbir sebep yokken erkeği kıskandığı ve sürekli kontrol altında tutmak istediği, tarafların bu vakalar dışındaki iddialarını ispatlayamadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına faiziyle 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat miktarları, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatın şartları ve miktarları ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre mahkemece taraflar aleyhine belirlenen ve gerçekleşen maddî vakıaların doğru olduğunu, dinlenilen taraf tanıklarının bu belirlemeler dışındaki beyanlarının bir kısmının sebep ve saiki açıklanamayan, yeri ve zamanı belli olmayan, bir kısmı ise yorum ve duyuma dayalı olduğu bu nedenle kusur belirlemesinde dikkate alınmamasının doğru olduğu, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen vakıalara göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde ve maddî vakıa tespitinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı, az kusurlu eş yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu; erkeğe göre az kusurlu kadının yargılamanın sonlarına doğru sigortalı çalışmaya başladığı, asgari ücretten çok daha fazla kazandığının iddia ve ispat edilemediği, erkeğin dosyaya yansıyan gelir ve mal varlığı birlikte değerlendirildiğinde kadının boşanmadan sonra yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu; 4721 sayılı Kanun’un 182 nci maddesi gereğince velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, bu nedenle ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
2. Mahkemece kadın yararına takdir edilen nafaka miktarı tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesi, erkeğin gelir ve mal varlığı dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu; nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun ihtiyaçlarına göre çocuk yararına hükmedilen iştirak nafaka miktarının az olduğu; belirlenen kusurların ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanma sonucu eşin, en azından diğerinin maddîdesteğini yitireceği anlaşıldığından kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin gelirinin sabit ve belirli olduğunu, davalı ile ortak evi dışında bir taşınmazı bulunmadığını, aile şirketinin sadece %1’lik hissesine sahip olduğunu, tüm gelirin erkeğe ait olmadığını, miktarların hakkaniyete uygun olmadığını, karşı tarafın zenginleşmesine neden olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka çocuk yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.