Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4009 E. 2023/2882 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma kararına uyularak verilen hükümde, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesinin ve hükmedilen maddi manevi tazminatın doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uygun hüküm verdiği, davalı erkeğin kusurlu olduğu ve davacı kadının maddi manevi tazminata hak kazandığı gözetilerek, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/257 E., 2023/360 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, bozulmasına, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında siyasi fikir anlaşmazlığı olduğunu, aralarında çıkan tartışma neticesi erkeğin kadını tehdit edip bıçakladığını, kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını, erkeğin ölüm tehditlerinin devam ettiğini, hakaret ettiğini ve kadının borçlarını ödediği ev eşyalarını sattığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Dava dilekçesi davalı erkeğe 27.11.2017 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek vekili yasal süre geçtikten sonra 29.06.2018 tarihinde cevap dilekçesi sunmuş ve davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında davalının cevap dilekçesindeki vakılara yönelik delillerinin toplanmasına muvafakat etmiştir.

2.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların akraba olduğunu, kadının daha öncesinde de evlilikler yapmış olması nedeniyle erkeğin ailesinin evliliğe karşı çıktığını, erkeğin ailesini karşısına alıp davacı ile evlendiğini, tarafların Yalova'da yaşadıklarını, fiilen çok kısa süren evlilik sürecinde kadının sıklıkla değişik sebepler ileri sürerek evden ayrıldığını, akabinde yeniden eve döndüğünü ancak en son yeniden evden ayrıldığını ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.11.2020 tarihli ve 2017/633 Esas, 2020/484 Karar sayılı kararıyla; davalı erkek süresi içinde cevap dilekçesi sunmamışsa da kadının muvafakat vermesi nedeniyle erkeğin delillerinin toplandığı belirtilerek; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda MS hastası olan eşini sık sık terk eden ve ekonomik nedenlerle çıkan tartışmalarda eşine hakaret edip onu tehdit eden kadın ile eşi gittikten sonra evi boşaltıp eşyaları dağıtan ve ekonomik nedenlerle çıkan tartışmalarda eşine hakaret edip onu tehdit eden erkeğin eşit kusurlu oldukları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmediği ve kusur durumu nedeniyle tazminata hak kazanamayacağı gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2022 tarihli ve 2021/1669 Esas, 2022/88 Karar sayılı kararıyla; davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi verilmediği, davalı erkek vekilinin ön inceleme duruşmasından önce sunduğu 29.06.2018 tarihli dilekçeye ve bu dilekçede belirtilen delillere davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında muvafakat etmesinin bu dilekçenin cevap dilekçesi olarak kabul edilmesini sağlamayacağı, zira 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 141 inci maddesi gereğince süresinde verilmiş bir cevap dilekçesinde yer alan savunmaların açık muvafakat ile genişletilip değiştirebileceği, aksi düşüncenin kanunun amacına aykırı olacağı, davalı erkeğin usulüne uygun şekilde dayanmadığı vakıalar ve delilleri değerlendirilerek davacı kadına kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesince de kabul edilen ve kesinleşen davranışlara göre davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmediği ve kusursuz olan kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesiyle; kadın vekilinin kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin tazminat hükümlerinin kaldırılarak 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairenin 19.12.2022 tarihli ve 2022/3721 Esas, 2022/10529 Karar sayılı kararı ile; dava tarihinde yürürlükte olan iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi başlıklı 6100 sayılı Kanunu'nun 141 inci maddesinin "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklinde olduğu, yargılama sırasında 22.07.2020 tarihinde aynı Kanunu'nun 141 inci maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapıldığı, madde metninin "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez." şeklinde değiştirildiği, söz konusu yasal düzenlemeye göre açık muvafakat verilmesi hâlinin, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnasını teşkil ettiği, somut olayda davacı kadının, davalı erkeğin süresinden sonra sunduğu 29.06.2018 tarihli cevap dilekçesine ön inceleme duruşmasında açıkça muvafakat ettiği, gerçekleşen bu durum karşısında istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı erkeğin cevap dilekçesinde dayandığı vakıalar ve deliller dikkate alınmak suretiyle davacı kadının istinaf taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına ve diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen tehdit, hakaret, ekonomik nedenlerle tartışma vakıalarına davalı erkek tarafından cevap dilekçesinde dayanılmadığı, yine kadına yüklenen sair vakıalara yönelik tanık beyanları duyuma dayalı olduğu gibi vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden erkeğin kadını bu vakıalar yönünden affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı, açıklanan nedenlerle boşanmaya sebep olan olaylarda kadına kusur yüklenilemeyeceği, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden ihlal edilen ve boşanmaya sebebiyet veren olaylar nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına ve 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kadını affetmesinin söz konusu olmadığını, kadın tanıklarının beyanının görgüye dayalı olmadığını, kadının kusurlu davranışlarına cevap dilekçesinde dayandıklarını, kadının önceki evliliğinden olan çocuğu ve eski eşi ile olan huzursuzlukları nedeniyle erkekten uzaklaştığını, erkeğin kadının sürekli evi terk etmesine düzelir düşüncesiyle ses çıkarmadığını, erkeğin kusursuz olması nedeniyle kadının tazminata hak kazanamayacağını belirterek; kusur belirlemesi ve aleyhe hükmedilen tazminatlar yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma kararına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin kusur belirlemesi yönünden bozmanın amacına uygun karar verip vermediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.