Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4013 E. 2024/647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliğinin tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, tüm delillerin toplanıp değerlendirildiğine, usul ve yasaya uygun hüküm kurulduğuna ve hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığına dair gerekçesiyle direnme kararı, 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1580 E., 2023/229 K.

DAVA TARİHİ : 21.03.2018- 26.06.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/280 E., 2020/440 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine, ziynet alacağı davasının kabulüne, çeyiz alacağı davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... erkek vekilinin başvurunun esastan reddine, davalı-davacı kadının başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından boşanma davaları ve fer'îleri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ile birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; kadının olumsuz tutum ve davranışları olduğunu, evlilik birliği sorumlulukları yerine getirmediğini, taraflar arasındaki 02.08.2015 tarihinde yaşanan tartışma sırasında kadının, müvekkiline saldırıp yaralaması sonrasında ortak çocuğu da alarak evi terk ettiğini, bu tarihten itibaren tarafların bir araya gelmediklerini, kadının ise çocuğu göstermediğini ve babaya karşı yönlendirdiğini, kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamına imkan kalmadığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, kadının birleştirilen davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili birleştirilen dava dilekçesinde; erkeğin ileri sürdüğü iddiaların doğru olmadığını ve kabul etmedikleri, erkeğin düzenli çalışmadığını, bağımsız konut açmadığını, müvekkiline sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, alkol bağımlısı olduğunu, müvekkilini darp ederek evden kovduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasını, çocuk lehine aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl Üfe oranında artırılmasına, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz eşyalarının aynen iadesine, iade edilmediği takdirde şimdilik 100,00 TL bedelinin tahsiline, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aksi halde ise şimdilik 9.900,00 TL bedelinin tahsiline, erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının herhangi bir kusurunun ispat edilemediği, erkeğin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bağımsız bir konut sağlamadığı, düzenli olarak bir işte çalışmadığı ve sürekli alkol kullandığının anlaşıldığı, bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadından evlilik birliğini sürdürmesinin beklenemeyeceği ve boşanma davası açmakta haklı olduğu gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının reddine, kadının birleştirilen boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı talebinin kabulüne, çeyiz alacağı davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının reddi, kadının birleştirilen boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının ziynet alacağı ve çeyiz eşyası davaları yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, erkeğin davasının reddine karar verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemlerin kendiliğinden alınmasının zorunlu olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması gerektiği, buna göre çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatların miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, kadın, ziynet ve çeyiz eşyası davalarına ilişkin yargılama giderine yönelik istinaf talebinde bulunmuş ise de 14.10.2021 tarihli dilekçesi ile bu talebinden feragat ettiğinden, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının reddi, kadının birleştirilen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarının ispatlanıp ispatlanmadığı ve erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.