Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4014 E. 2024/648 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen iştirak, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, velayet ve nafaka hükümleri ile tazminata esas olan fiilin ağırlığı gibi hususlar değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/36 E., 2023/263 K.

DAVA TARİHİ : 25.09.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/660 E., 2022/349 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, düzenli çalışmadığını, ihtiyaçları karşılamadığını, sürekli borçlandığını, müvekkili ve ortak çocuk ile ilgilenmediğini, çocuğun metabolizma hastalığı sebebiyle ödenen katkı parasını dahi alıp harcadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000, 00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediğini, kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2018 tarih ve 2017/490 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararı ile; davalının eşine hakaret ettiği, psikolojik şiddet uyguladığı, davacıdan habersiz borçlandığı, aileyi ekonomik olarak zor durumda bıraktığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sürekli bir işte çalışmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kararın davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıya yapılan dava dilekçesi, ön inceleme ve tahkikat duruşması tebligatlarının usulsüz olduğu, davalının adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının sürekli borçlandığı, evin zorunlu giderlerini dahi karşılamadığı, ortak çocuk için ödenen bakım parasını alarak kullandığı, davacıya ekonomik şiddet uyguladığı, davacı ve çocuğa ilgili ve alaka göstermediği, davacıyı sürekli ailesinin evine bıraktığı, geri götürmek istemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun 'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 250,00 TL hükmedilen tedbir nafakasının 28.05.2018 tarihinden itibaren 300,00 TL olarak belirlenmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine aylık 250,00 TL hükmedilen tedbir nafakasının 28.05.2018 tarihinden itibaren 300,00 TL olarak belirlenmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının tam kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, velâyeti kendisine verilmeyen babanın çocuğun bakımı, korunması ve eğitimine ilişkin giderlere katılması gerektiğinden tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ortak çocuk lehine iştirak nafakasına, boşanmakla birlikte yoksulluğa düşecek olan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan davacı lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinde, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı davacının istinaf talebi bulunmadığı, davalı yönünden, ilk karar ile belirlenen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden usuli kazanılmış hak bulunduğu hususu da dikkate alınarak hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekili ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.