"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1869 E., 2023/343 K.
DAVA TARİHİ : 25.06.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/462 E., 2020/350 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin yükümlülükleri yerine getirmediğini, eşine ve çocuklarına gereken ilgi ve alakayı göstermediğini, hakaret ettiğini iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 12.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; dava dilekçesini tekrarlamakla birlikte erkeğin , orospu, a..koyduğum, şerefsiz, adi, gidi gibi hakaretlerde bulunduğunu,devamlı suretle gidi şeklinde hitap ettiğini evlatları arasında ayrımcılık yaptığını, ailesine ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu,kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, boşanma ile tehdit ettiklerini, kadının sebepsiz yere evi terk ettiğini, iftira attığını ileri sürerek boşanma talebine itirazlarının olmadığına, davanın reddine aksi halde velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ailesine gereken ilgiliyi göstermeyen, evin ihtiyaçlarını karşılamayan bunun yerine birikim yaparak üzerine kayıtlı ev ve araç alarak ekonomik şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 18.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarını oluşmadığını, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi, nafaka ve maddî tazminat miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, velâyet düzenlemesinin çocukların yaşı, velâyet hususundaki beyanları, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, çocukların üstün yararına uygun olduğu, kadının kısa bir dönem çalışmasının bulunduğu, bu sürenin kadının sürekli ve düzenli bir çalışmasının bulunduğunu kabule yeterli olmadığı; velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına maddî tazminat hükmedilmesinin doğru, tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, boşanama ve ayrılık davalarında hakimin gerekli önlemleri kendiliğinden alması gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince erkeğin tüm, kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan istinaf başvurularının esastan reddine; yapılan yargılama ve toplanan delillerden İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında özellikle tanık Ü. Ö.’nın beyanı gözönüne alındığında davalı erkeğin ayrıca kadına hakaret ettiği, kadına izafe edilebilecek kusurlu bir davranış ise kanıtlanamadığı, gerçekleşen bu durumda da boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, erkeğe yüklenen hakaret eylemi kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinin tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi ve davanın kabulü ile ferilerin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı ile velâyet düzenlemesinin çocukların yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 335 inci vd. maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.