Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4048 E. 2024/1797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2251 E., 2023/190 K.

DAVA TARİHİ : 10.07.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/520 E., 2019/815 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile; tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkek eşin ailesine kötü muamele de bulunduğu, sürekli gergin olduğu ve davacıya sürekli psikolojik baskı yaptığı, evine karşı ilgisiz ve sorumsuz davrandığını, alkol kullandığını ve alkol kullanılan mekanlara gittiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının bazılarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, bazılarının ise feragatle sonuçlanın dava öncesine ait maddî vakıalar olduğunu, erkek eşin evliliğin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilimi ahlaksızlıkla suçladığını, müvekkiline karşı olumsuz tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğunu, davacı erkeğin kusurlu olduğunu iddia ederek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek çocuk için aylık 7.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 750.000,00 TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında 19.09.2016 tarihinde açılan karşılıklı boşanma davası olduğu her iki tarafın feragat etmesi ile davanın reddine karar verildiği, bu boşanma davasından önceki maddî vakıaları tarafların affetmiş-hoşgörü ile karşılamış oldukları, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin karısına hakaret ettiği, aşağıladığı kadına ise izafe edilen kusurların ispatlanamadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, ortak çocuk Hakan'ın yargılama sürecinde anne yanında olup anne ile yaşamak istemesi ve uzman raporuna göre velâyetin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen erkek eşin çocuğun bakım ve ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, erkek tarafından açılan davada kadına kusur izafe edilmemesi, başkaca kusurları ispat edilemediği gerekçesiyle; asıl davanın reddine karşı davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Hakan'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 3.500,00 TL tedbir ve 3.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaların kabulü ve miktarı, velâyet düzenlemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kabul edilen nafaka ve tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının çok olduğu, kadın yararına da tedbir nafakası koşulları oluşmadığı, istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, kadının istinaf başvurusunun tazminatların miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; ortak çocuk için dava tarihinden başlamak, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam etmek ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ile boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakaların kabulü ve miktarı, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile ortak çocuğun velâyeti yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakalar ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu,174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci, 330 uncu maddelerinin birinci fıkraları ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.