Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4047 E. 2023/4043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka yükümlülüklerinin olup olmadığı ve miktarı uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, toplanan deliller ve tarafların kusur durumları değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin boşanmaya, kusur belirlemesine, tazminat ve nafaka miktarına ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesinin esastan ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1126 E., 2023/297 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 27. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/62 Esas, 2022/125 Karar

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen 19.09.2023 gününde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1991 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, kadının, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, yatağını ayırdığını, tehdit ettiğini, ortak konuttan bulunan eşyalara zarar verdiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını ve ailesini ve arkadaşlarını istemediğini, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat ve ortak konutun yargılama sonuna kadar erkeğe tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, aşırı kıskanç olduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, baskıcı ve tutucu davranışlar sergilediği, kadının hamileliği sırasında yanında olmadığını, aile arasında kalması gerekenleri ailesine anlattığını, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ve yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 400.000,00 TL maddî tazminat, 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin misafirlerini ortak konuta kabul etmediği, üzerine kayıtlı birden fazla telefon aboneliğinin bulunduğu, bu abonelikler ile ilgili adres kaydında ortak konutun adresi yerine başka bir adresin belirtildiği, birden fazla kez güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin bilgisi dışında bankadan kredi çektiği ve bu krediyi hangi amaçla harcadığının belli olmadığı, erkeğin ise baskıcı ve tutucu davranışlar sergilediği, kadını boşanmakla tehdit ettiği, tarafların dava dilekçelerinde dayandıkları diğer vakıaların ise önceye dayalı olduğu ve tarafların birbirlerini affettikleri bu sebeple kusur olarak yüklenemeyeceği, dosyaya sunulan ses kaydının hukukta aykırı delil olması sebebiyle hükme esas alınamayacağı, her ne kadar karşı dava dilekçesinde, erkeğin kadının rahatsızlığı ile ilgilenmediği iddia edilmişse de erkeğin kadının rahatsızlığı ile ilgilendiğinin sabit olduğu, bu hususların tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği ve kişilik haklarının saldırıya uğradığı dikkate alınarak erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından tahsil edilmek üzere 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, yasal şartları oluşmadığı dikkate alınarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı ve kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin de hatalı olduğu, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarının kusur durumu dikkate alındığında az olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları ve tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı uyarınca erkeğin dayandığı vakıaları ispatlayamadığı ve kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı, asıl davanın kabulünün hatalı olduğu, dosya kapsamına sunulan ses kayıtları ve tanık beyanları ile iddialarının ispatlandığı, kadın adına kayıtlı olan bazı hatların erkek tarafından kullanıldığı, kadına yüklenen kusurlu davranışların aradan geçen zaman dilimi de dikkate alındığında erkek tarafından affedildiği ve bu hali ile de kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin gelir durumunun çok iyi olduğu ve kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarının az olduğu, tarafların gelir durumu dikkate alındığında yoksulluk nafakası talebinin reddinin de hatalı olduğu, kusur durumu dikkate alındığında tazminat taleplerinin reddi ile erkek yararına tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulİ işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası yasal şartlarının oluşmadığı ve be sebeple kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, erkek yararına takdir edilen tazminatların miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları ve tedbir nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki boşanma davasının da kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakası miktarı ile af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı, erkek tarafından sunulan delillerin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.