"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1735 E., 2023/200 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/841 E., 2021/722 K.
Taraflar arasındaki asıl kişisel ilişki kurulması davası ile birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının 27.05.2019 tarihinde boşanma davası açtığını, açılan davanın red edildiğini, açılan davadan sonra çocuğun müvekkile gösterilmediğini, kadının ailesi tarafından tehdit edildiğini, müvekkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurunda bulunduğunu, kadının boşanma davasının reddedilmesinden sonra müvekkille görüşmek istemediği ve müvekkille çocuğu göstermeyeceğini ifade ettiğini, müvekkil ile çocuğun kişisel ilişki kurmasını engellenmesinin çocuğun gelişimi için mutlak zaruret arz ettiğini, çocuğun babasını tanıması, babalık duygusunun gelişmesi, arkadaşlarının yanında psikolojik olarak kendini kötü hissetmemesi için gerekli olduğunu, psikolog, psikiyatr ve sosyologlara göre boşanma olgusu bağlamında çocuğun en çok etkilenen kişi olduğunu, müvekkil ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmesini, tarafların ayrılık süresince yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ortak konuta gelmek istediğinde eşinin ailesi tarafından tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını bu nedenle şikayette bulunduğunu, kadın her ne kadar boşanmak istiyorsa da müvekkil evlilik birliğinin devam etmesi yönünde irade ortaya koyduğunu, erkeğin, evlilik boyunca üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, kadının boşanma gerekçesi oluşturma gayreti ve çabası içinde olduğunu, açılan bu davanın reddini, boşanma davası süresince müvekkil ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen boşanma dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı erkeğin sürekli olarak Alanya ilçesine çalışmaya giderek kadını ihmal ettiğini, Alanya'dan Diyarbakır'a geldiğinde beraberinde gizlice bal, çerez, çikolata gibi yiyecekleri getirdiğini bu yiyecekleri saklayıp, gizliyerek yediğini, kadını sürekli olarak ailesine karşı ''Hatice paragözdür, gözü doymuyor, gözü yüksektedir'' şeklinde kötülediğini, '' seni aldığım güne lanet olsun, pis kötü kadınsın, karaktersizsin, paraya düşkünsün" şeklinde hakaretlerde bulunduğunu, bahis oynayıp bahis şirketlerine para aktardığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kendisine karşı muska yaptığını, erkeğin telefonda başka kadınlarla konuştuğunu, konuştuğu kişileri Antalya'ya davet ettiğini, kızlara kalp işareti göndererek sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, 27.05.2019 tarihinde açtığı boşanma davasının dava dilekçesi ile herhangi bir maddî vakıa ileri sürmediği, usulüne uygun şekilde bir ıslah işlemi de yapılmadığı, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vaka esas alınarak karar verilemeyeceği, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında gösterilmeyen vaka esas alınarak davalıya kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, kararın istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, kesinleşme tarihinden sonra tarafların bir araya gelmediklerini, erkeğin kesinleşme tarihinden sonra kadını ve ailesini mesaj yoluyla rahatsız ettiğini, asılsız şikayetlerde bulunduğunu, kadın hakkında uzaklaştırma kararı aldığını ve 15.12.2019 tarihinde evde bulunan eşyaların tamamını (ortak çocuğun eşyalarını dahi) bir nakliyeci ile anlaşarak Manisa'ya götürmeye çalıştığını, kadının koşulardan haber alması üzerine eşyaları Konya'dan geri döndürdüğünü, erkeğin boşanmak için maddî talepte bulunduğunu, müvekkilin para vermemesi halinde de müvekkili süründürmekle ve evliliği sürümcemede bırakmakla tehdit ettiğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000.00 TL manevî tazminat ve 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının açtığı ve reddedilen boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri, erkeğin reddedilen davanın kesinleşme tarihinden sonra sosyal medya hesapları üzerinden evliliğin devam ettiği sırada başka şahıslarla mesajlaşması sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, ortak konuta ait ev eşyalarını nakliye şirketi aracılığıyla taşımaya teşebbüs ederek ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına yasal faizi ile aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası ve maddî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
... erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemelerin birleştirme hususunda hatalı kararlar verdiğini, kadının boşanma davasında dilekçeler aşamasında tanık listesi sunmadığını, Mahkemenin ihtaratlı ara kararından sonra usule aykırı olarak kadının tanığı Mahkeme huzurunda açıkça tanık dinletilmesine muvafakat edilmediğinin taraflarınca belirtilmesine rağmen tanık dinlenildiğini, kadının dava dilekçesinde belirttiği hiçbir iddiayı ispat edemediği, hakaret eden kadının asıl kusurlu olduğunu, bu nedenle kadının boşanma davasının reddi gerektiğini, evliliğin devamından yana olduğunu belirterek birleşen boşanma davasının kabulü, nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminat ve velâyet yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibatın bulunduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek mahiyette bulunması nedeniyle ikinci davanın açıldığı Diyarbakır 2. Aile Mahkemesinin 2020/332 Esas sayılı dosyasında birleştirme kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının süresinde tanık listesi vermediği ancak ön inceleme duruşmasını izleyen ilk tahkikat duruşmasında tanıklarını hazır ettiği, kadın tanıklarının dinlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, toplanan delillerden erkeğin ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak konutun eşyalarını eşine haber vermeksizin boşalttığı ne var ki erkeğin sosyal medya üzerinden başkaları ile mesajlaşmasına ilişkin eylemin kadının daha önce açtığı ancak ret ile sonuçlanan boşanma davasından önce gerçekleştiği, bu durumda sadakatsizlik vakıasının hükme esas alınmasının mümkün bulunmadığı, erkeğin de cevaba cevap dilekçesinde kadının kendisine hakaret içerikli mesaj attığını iddia ettiği ve buna ilişkin şikayet ifade tutanağını ve mesaj kayıtlarını sunduğu, UYAP sistemi üzerinden dosya arasına alınan Diyarbakır 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/939 Esas ve 1392 Karar sayılı dosyasına göre; erkeğin bahse konu şikayeti sonrası yapılan ceza yargılamasında kadının mesajlarda geçen sözleri söylediğini ikrar ettiği, bu durumda kadının da erkeğe "şizofren, arsız" gibi sözler söylemek suretiyle kusurlu olduğu, o halde, ortak konutun eşyalarını eşine haber vermeden boşaltan erkek ile erkeğe kötü sözler söyleyen kadının boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olup 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci maddesinde düzenlenen manevî tazminatın koşullarının oluşmadığı, bu durumda, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu kabulü ... olmadığı, alınan sosyal inceleme raporunda, velâyetin anneye verilmesinin çocukların menfaatine olacağının mütalaa edildiği, çocuğun yaş itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu bir yaşta olduğu, velâyetin anneye bırakılması halinde çocuğun bedensel ve ruhsal bütünlüğünün tehlikeye düşeceğine dair dosya içerisinde bir delil bulunmadığı, bu sebeplerle, Mahkemece ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, velâyeti anneye bırakılan çocuk yararına hükmedilen aylık 700,00 TL iştirak nafakası miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, ancak kadının nafaka yönünden faiz talebi olmadığı halde talep dışına çıkılarak faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, iştirak nafakasına uygulanan faizin kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek erkeğin kusur tespitine, manevî tazminata ve iştirak nafakasına faiz uygulanmasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki iddialarını tekrarla boşanma davasının reddi gerektiğini, evliliğin devamından yana olduğunu belirterek kadının birleşen boşanma davasının kabulü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının birleşen boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 ... maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.