Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4068 E. 2023/2590 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmış eşler arasında ortak çocukla anne arasında kurulan kişisel ilişkinin, çocuğun babası tarafından, annenin çocuğa karşı ihmalkâr olduğu ve çocuğun annesiyle görüşmek istemediği iddiasıyla kaldırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun yüksek yararı gözetilerek annenin başka bir erkekle birlikte olmasının tek başına kişisel ilişkinin kaldırılması için yeterli bir sebep olmadığı, çocuğun annesiyle görüşmesinin engellenmesinin sağlıklı bir birey olarak yetişmesine engel teşkil edebileceği ve çocuğun anne ile görüşmek istemediği iddiasının çocuğun yüksek yararına aykırı düşmediği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/169 E., 2023/495 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/295 E., 2022/539 K.

Taraflar arasındaki ortak çocukla anne arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile Samsun 1. Aile Mahkemesinin 2015/276 Esas sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararında ortak çocuklarının dokuz yaşında olduğunu, ortak çocuklarının velâyetinin kendisine verildiğini, davalının ortak çocuğu görmesine karar verildiğini, ortak çocukla dört ... görüştükten sonra çocuğun evde bir yabancı insanın olduğunu ve annesi ile görüşmek istemediğini kendisine defalarca söylediğini, aradan geçen beş yılı ... süredir davalının şimdi ise 15 yaşındaki ortak çocuğu ile görüşmek için Samsun'da icra takibi başlattığını, ortak çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, görüşmek istememesinin sebebinin ise kendilerinin evliyken bu adamın eve gelip evde bu adamı görmesi ve annesinin hayalet gördün diye çocuğunu kandırıp korkutmasından ibaret olduğunu, çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, psikolojisinin bozulduğunu belirterek anne ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çocuğunun velâyetini anlaşmalı boşanma nedeniyle boşanabilmek için babasına verdiğini, davacının müvekkilin kendisinden ayrılmasını hazmedemediğini ve kendisini ve ortak çocuğu müvekkilin kendisini aldattığı yalanına inandırdığını, eşlerin anlaşamaması nedeniyle binlerce boşanma gerçekleşmiş olmasına rağmen müvekkilimin eski eşi bu durumu kabullenemediğini, müvekkilin ortak çocuğa daha önce şiddet uyguladığı gerekçesi ile şikayette bulunulduğunu ancak bu durumun ... olmadığının ortaya çıktığını, çocuğunu da icra yolu ile görebilen bir anne olduğunu, ortak çocuğun babası ve halası tarafından müvekkilin yani annesini bu ayrılığın tek suçlusu gösterilerek doldurulduğunu, annesinin hep kötülenmiş ve çocuk ile annesinin arasındaki bağı koparmaya çalıştıklarını, şiddet uygulandığı iddia edilen olayda ortak çocuğun babası ve halası tarafından yönlendirildiğini, müvekkilim oğlunun kuzenleri ile beraber olduğu anı bir hatıra olsun diye telefonu ile videosunu çekmek istediğini, oğlunun yanında iken dahi halası ve babası tarafından devamlı telefonla arandığını ve mesaj atıldığını, çocuğun annesinin yanındayken mutlu olmasının istenmediğini, bu manevî baskı her şekilde hatırlatıldığını, iddia edilen olayda ne müvekkilin ne de oğlu sözlü veya fiziksel bir şiddete uğramadığını, asıl şiddet müvekkilin oğlu babası ve halası tarafından manevî olarak yapıldığını, davalının tek derdinin oğlu ile ilişkisini devam ettirebilmek olduğunu, oğlu ile icra yolu ile görüşülebilen müvekkilin Samsun 1. Aile Mahkemesi’nin 2020/2868 D.İş nolu dosyasında ortak çocuğa şiddet uyguladığı gerekçesi ile kendisi hakkında uzaklaştırma kararı alındığını, davacının ortak çocuğun annesi ile görüşmesini istemediği ve elinden ne geliyorsa yaptığını, müvekkilin bir anne olduğunu ve oğlu ile kişisel ilişki kurmaya devam etmek istediğini, ortak çocuğun davacı babası ve halası tarafından aşırı bir baskı altında kaldığından annesi ile görüşmek istemediğini söylemek zorunda kaldığını, çocuk hakkında rapor alınması halinde bu baskının varlığı ve ne kadar şiddetli olduğu ortaya çıkacak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının ortak çocuk ile davalı arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talepli olarak bu davayı açtığı, dava dilekçesinde taraflar arasındaki evlilik birliği devam ederken davalı kadının eve başka bir erkeği aldığının, ortak çocuğun bu duruma şahit olduğunun, davalının çocukla ilgilenmediğinin ileri sürüldüğü, davalının davacı tarafın çocuğu kendisine göstermediğini ileri sürdüğü, davacı tanık beyanlarına göre, davalının çocuğunu hiç arayıp sormadığı, davalının boşanma sürecinde başka bir erkekle yaşadığı, çocuğun anne ile görüşmek istemediğini beyan ettikleri, alınan sosyal inceleme raporuna göre, çocuğun tarafların arasındaki süregelen çatışmadan etkilendiğinin düşünüldüğü, çocuk ile anne arasında şahsi ilişkinin kaldırılmasının çocuk için risk teşkil edeceğinin belirtildiği, çocuğun anne ile görüşmesinin normal yollardan olmadığı, davalının çocuğu ile ancak icra yolu ile görüşebildiği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde, özellikle çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas alınmasının gerektiği, davalı kadının başka bir erkekle birlikte olmasının çocukla görüşmesine engel teşkil etmeyeceği, davacının beyan ettiği olayın evlilik birliği içinde olduğu, bu durumun tarafların boşanmasına ilişkin sebep olarak teşkil edebileceği, annenin çocukla görüşmeme sebebi olamayacağı, çocuğun anne ile görüşmesinin engellenmesinin sağlıklı bir birey olarak yetişmesine engel teşkil edebileceği, çocuk ile anne arasında sağlıklı iletişim kurulması için Çocuk Mahkemesi tarafından danışmanlık tedbirinin de uygulandığı, davacı tanık beyanına göre boşanmadan sonra davalı kadının çocuğu ile görüşme isteğinde olduğu, ancak taraflar arasındaki olaylardan çocuğun çok fazla etkilendiğinin anlaşıldığı, bu durumun tek başına kişisel ilişkinin kaldırılmasına sebep olamayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çocuğun ... yararının her zaman analık ve babalık duygusunu tatmin etmekten önce geldiğini, davalı kadının başka bir erkekle birlikte olmasının tarafların boşanmasına sebep teşkil edebilirse de kişisel ilişkinin kaldırılması için yeterli gerekçe olamayacağı yönündeki Mahkeme tespitine katılmadıklarını, bu olaylar nedeni ile çocuğun durumdan etkilendiği, anne ile arasındaki bağa zarar verdiği, davalı annenin yaşamayı tercih ettiği ilişki nedeni ile mevcut düzeni ve çocuğu terk ettiği, bu sebeple çocuğun davalı anneye karşı tavır geliştirdiği, diyaloğu reddettiği tarafların boşandığı 2015 yılından, icra marifeti ile görmeye teşebbüs ettiği 2020 tarihine kadar olan -beş yıllık süreçte- davalı annenin çocuğu hiç görmediği, görmek için hiç bir girişimde bulunmadığı, ortak çocuk daha gelişim çağında, yaşının kaldırabileceğinden daha büyük bir yükle, terk edilme, annesizlik duyguları ile karşı karşıya bırakıldığını, aradan beş yıl geçtikten sonra birden ortaya çıkarak ortak çocuğun alışkın olduğu hayat akışını bozma, alt üst etme hakkı bulunmadığı, davalı annenin doğrudan icra prosedürüne tabi bırakarak, icra marifeti ile teslim alması müşterek çocukta ayrıca duygusal tahribat yarattığını, davalı anne ile ilişkiyi reddedenin ortak çocuk olduğunu, davalı babanın bu yönde bir baskı ya da telkini söz konusu olmadığını, rapor ile de çocuğun anne ile görüşmeyi reddettiğinin belirtilediği halde idrak çağındaki ortak çocuğun beyanının dikkate alınmadığını belirterek reddedilen dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla davanın reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı anne ile ortak çocuk arasında boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirir bir durumun davacı tarafından ispatlanıp ispatlanmadığı, kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin çocuğun ... yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 182 nci, 323 üncü, 330 uncu, 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi üçüncü maddesi, dördüncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.