Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4117 E. 2024/3099 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, tazminat miktarı, nafaka miktarı ve bunlara ilişkin faiz ve artış oranlarının başlangıç tarihinin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3067 E., 2023/358 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/767 E., 2022/391 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki Çanakkale 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/565 Esas, 2008/520 Karar sayılı boşanma davasının reddedildiğini, kararın 24.03.2009 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçtiğini, taraflar arasında fiili ayrılığın gerçekleştiğini ve ortak hayatın yeniden kurulamadığını bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, çocuk ve karşı davacıya sürekli baskı ve manevî işkence uyguladığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkili yararına 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davacı-davalıdan tahsiline, 1500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.06./2017 tarih, 2017/473 Esas ve 2019/570 Karar sayılı kararı ile; her iki davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafların kusur oranlarının tayin ve tespitinde İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 23.09.2021 tarih, 2019/2423 Esas ve 2021/1299 Karar sayılı kararı ile; tarafların istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, karşı davada boşanma talebi bulunmadığı halde, boşanma talebi varmış gibi gerekçe ve hüküm kurulmasının doğru olmadığı, karşı davada maddî tazminat talebi için faiz talebinde de bulunulduğu halde, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin faiz talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, karşı davadaki katılma alacağına yönelik taleplere ilişkin davanın yargılama sırasında bu dosyadan tefrikine karar verildiği halde, hükümle birlikte talebe konu taşınmaz ve araca ilişkin olarak talebin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığından usulüne uygun şekilde tarafların bütün iddia ve savunmaları eksiksiz değerlendirilerek, delilleri tartışılarak, hangi delillere itibar edildiği, hangi delillere neden itibar edilmediği, iddia edilen hangi vakıaların ne şekilde sabit görüldüğü ve hangi beyanlara itibar edildiği de açıklanmak suretiyle, yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak ve kaldırılan tüm hususlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek denetlenebilir şekilde karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı- davalı erkek tarafından açılıp ret ile sonuçlanan Çanakkale 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/565 Esas, 2008/520 Karar nolu dosyasında kusur tespitinin yapıldığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca evlilik birliğinin fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına,950,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra 150,00 TL daha arttırılarak 1.100,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 25.000,00 TL maddî tazminat,15.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte davacı- davalı erkekten alınarak, davalı- davacı kadına verilmesine, kadının dava konusu ettiği taşınmaz ile araç için talep ettiği mülkiyet hakkı için bu talebin davadan ayrılarak (tefrik edilerek) ayrı bir dava konusu edilmesi nedeniyle gerek Çanakkale ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesinde bulunan taşınmaz gerekse ... plakalı araçla ilgili ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili lehine verilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, nafakaya her yıl TEFE-TÜFE oranında artış yapılması talep edildiği halde, hükmedilen nafakaya artış oranının belirlenmemesinin de doğru olmadığı, talepleri doğrultusunda nafaka ve tazminatlara hükmedilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu,tazminatlara ilişkin faizin başlangıç tarihinin yanlış olduğu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bu nedenle kararı kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tazminat miktarlarının az olduğu, maddî ve manevî tazminat taleplerine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz uygulanması gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, ıslah dilekçesi ile birlikte, nafakaya her yıl TEFE-TÜFE oranında artış yapılması talep edildiği halde, hükmedilen nafakaya artış oranının belirlenmemesinin de doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, anlaşılmakla; davacı- davalı erkeğin tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarına ve yoksulluk nafakasına artış oranının uygulanmamasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davacı- davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, boşanma kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak, davalı- davacı kadına verilmesine, belirlenen nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda artışa rast gelen ay dikkate alınarak TÜİK tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tazminatlara ilişkin faizin başlangıç tarihi ile tedbir ve yoksulluk nafakasına uygulanacak artış oranının başlangıç tarihi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bu nedenle kararı kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve faiz başlangıç tarihi nafakalar ve artış oranı başlangıç tarihi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi,175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.