Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4118 E. 2024/1252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranı, velayet, maddi tazminat ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin birlik görevlerini ihmal kusurunun süregelen şekilde devam etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu ve diğer hususlarda da kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1852 E., 2023/437 K.

DAVA TARİHİ : 17.10.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/768 E., 2020/371 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların kaçarak evlendiklerini, davalının kendisini araç kiralama üzerine bir iş yerinin sahibi olarak tanıttığını, evlendikten sonra bir mobilya mağazasında şoför olarak çalıştığının anlaşıldığını, evlenebilmek için üniversite eğitimini yarıda bıraktığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, tehdit ve rencide ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, tarafların erkeğin ailesiyle birlikte yaşadığını, kadının erkeğin anne ve babasına baktığını, evin tüm işlerini yaptığını, kız kardeşinin her hafta çocuklarıyla tarafların konutuna geldiğini, kadının bu kişilere de hizmet etmek durumunda kaldığını, kadının bu duruma itiraz ettiğini, lohusa iken ev işlerini yapmak zorunda kaldığını, çocuk dünyaya geldikten sonra erkeğin ayrı odada kaldığını, boşanmazsa ailesini, davacıyı ve çocuğu öldürmekle tehdit ettiğini, davacının kolluk yardımıyla ortak konuttan ayrıldığını, tarafların bu olaydan sonra tekrar bir araya gelmediğini, eş ve ortak çocukla maddî ve manevî yönden ilgilenmediğini, ortak çocuğa 2017 yılında otizm teşhisi konulduğunu, %90 engelli raporu verildiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının lükse ve maddîyata düşkünlüğü nedeniyle ekonomik durumu sorun haline getirdiğini, ailesine ve davalıya hakaret ettiğini, saygı duymadığını, çocuk dünyaya geldikten sonra nöbetleşe olarak çocuğun yanında yattıkları için ayrı yatmaya başladıklarını, davacının kendince kurguladığı olaylar neticesinde kolluğa haber vererek kendisini zor durumda bıraktığını, iftira attığını, davacının evlilik süresince annesi tarafından yönlendirildiğini, sebepsiz yere ortak konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığını, çocuğun tedavisi için kendisinin desteğini kabul etmediğini belirterek davacının boşanma ve boşanmanın feri taleplerinin reddine, davacının hal, tutum ve davranışları nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, ortak konuttan ayrılmak durumunda bıraktığını, eş ve ortak çocukla ilgilenmemek suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğun anne yanında yaşıyor olması, anne yanında düzen kurmuş olması, otizm teşhisi nedeniyle özel eğitime tabi tutulması değerlendirilerek velâyetinin anneye verildiği ve nafakaya hükmedildiği, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak kadın lehine maddî tazminata karar verildiği, kişilik haklarına saldırı bulunmadığından kadına manevî tazminata hükmedilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı olmayan şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 15.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, maddî tazminat, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadının kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve nafakalar ile miktarları, kişisel ilişki düzenlemesi ile vekâlet ücreti ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü,166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesi, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadının bağımsız konut sağlamamak ve ortak konuttan ayrılmak vakıalarına önceki boşanma davasında da dayandığı ve bu davanın reddedildiği, bu nedenle bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ancak erkeğin birlik görevlerini ihmal kusurunun süregelen şekilde devam etmesi nedeniyle yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.