Logo

2. Hukuk Dairesi2023/411 E. 2023/464 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, eşlerden erkeğin çocuğa cinsel istismar suçundan mahkumiyet alıp almadığı hususunun boşanma davasının fer'i sonuçlarını etkileyip etkilemeyeceği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma hükmü kesinleşmiş olsa dahi, erkeğin çocuğa cinsel istismar suçundan mahkumiyet alıp almaması, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumunu ve fer'i talepleri (nafaka, tazminat, kişisel ilişki) etkileyeceğinden, ceza davasının sonucunun beklenmesi ve bu sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; sürekli şiddet uyguladığı, davalı ve ailesiyle birlikte aile apartmanında yaşadıklarını, davalının özürlü bir kardeşinin olduğunu ve belden altı çıplak dolaştığı bu durum çocukların psikolojisini bozduğu, çocuk B.'nin amcası tarafından cinsel istismara uğradığı, çocuk B.'nin babası tarafından cinsel istismara uğradığı iddia edilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, her bir çocuk yararına 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davacı asil tarafından 04.07.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğu, boşanmayı sağlamak için iftira atıldığını, boşanma ve velâyet taleplerinin kabulüne itirazlarının olmadığı ancak tazminat ve nafakaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıya ait aile apartmanında oturan taraflar arasında öteden beri anlaşmazlıklar olduğu, ortak çocuğa istismar olayından sonra tarafların ayrıldıkları, bir daha bir araya gelmedikleri, davalı erkeğin ortak çocuğa cinsel istismar suçu nedeniyle ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/461 Esas sayılı 26.12.2018 tarihli kararında 15 yıl hapis cezasına mahkum edildiği, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, müşterek çocuklardan birini cinsel istismar sebebiyle verilmiş mahkumiyet bulunduğundan baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine yer olamdığına, çocuklar yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, davacının geliri olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği belirtilerek kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırına saldırı oluşan kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olmadığı, yargılamanın halen devam ettiği, gelirinin verilen tazminat ve nafakaları karşılamaya yetmeyeceği, çocuklarla kişisel ilişki kurulmamasının doğru olmadığı ileri sürülerek kararın, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile kişisel ilişki kurulmaması nedeniyle kaldırılmasını yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur yüklenilmemiş olmasına karşın erkeğin ağır kusurlu olduğunun belirtildiği, kadının bu yönden istinaf başvurusunda bulunmadığından kadının az kusurlu olduğunun kesinleştiği, erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, kusur belirlemesinin doğru olduğu, kadın yararına tazminat ve nafaka şartlarının oluştuğu ve miktarlarının uygun olduğu gerekçesi ile. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olmadığı, Yargıtay ilgili ceza dairesinin beraat kararı verdiğini, gelirinin verilen tazminat ve nafakaları karşılamaya yetmeyeceği, çocuklarla kişisel ilişki kurulmamasının doğru olmadığı ileri sürülerek kararın, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile kişisel ilişki kurulmaması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen tazminatlar ile nafaka miktarlarının fazla olup olmadığı ile kişisel ilişki kurulmamasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemelerce davalı erkeğin ortak çocuğa cinsel istismarda bulunmak suretiyle kusurlu olduğu belirtilerek kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de ... 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/461 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde davalı erkeğin mahkumiyetine karar verildiği, sanık olan davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince çocuğun çelişkili beyanları, tarafların boşanma aşamasında oldukları, atılı suçun işlendiğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, erkek yararına beraat kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, bozma kararı üzerine Ceza Mahkemesince sanık olan davalı erkeğin beraatine karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. Cinsel istismara ilişkin ceza dosyasının sonucu, ... bu davada boşanma hükmü kesinleşmiş olsa dahi kusur durumunu ve fer'î talepleri etkileyeceğinden ceza davasının bekletici mesele yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

2-ÇA-ÖH-DŞ-AB-AK