Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4131 E. 2023/2833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı eşin savurgan ve müsrif davranışları nedeniyle aile mallarının yönetimi yetkisinin sınırlandırılması talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin savurganlık ve müsrifliğine dair iddiaların kanıtlanamaması ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 199. maddesinde öngörülen şartların oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/303 E., 2023/687 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/152 E., 2022/630 K.

Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, ara kararla hükmolunan tedbir nafakasının arttırılarak hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin tedbir nafakasına yönelik başvurusunun kabulüne, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, hükmün tümüyle kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 42 yıllık evli olduklarını, davalının son zamanlarda akıl sağlığı ile ilgili sorunlara delalet edecek tarzda davranışlar sergilemeye başladığını, pijamayla sokakta dolaştığını, kız kardeşinin cenazesine gitmediğini, torununun doğumuna gelmediğini, yaş günü kutlamasına gitmediğini, evde sürekli bağırıp ve kavgalar ettiğini, eşine hakaret edip onu tehdit ettiğini, eşini darp ettiğini, piyasaya ödeme gücünün üzerinde borçlandığını, evinin infak ve iaşesini temin etmediğini, annesine bakıcı olarak eve alınan yabancı uyruklu kadınla güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, kadının odasında kapıyı kilitlediğini, kadının telefonunu erkek ismi ile telefonuna kaydettiğini ve onunla pek çok telefon görüşmeleri olduğunu, kendisini ...'a kızının yanına yollayıp yabancı uyruklu kadın ile buluştuğunu, davalının aklını kaybetmişcesine "o gece o kadının yaş günü idi, yaş gününü kutlayacak sonra da eve getirecektim" dediğini, tüm mallarını satıp ...'ya kadınla gideceğini ikrar ettiğini, 28.11.2019 tarihinde davalının davacıyı darp ettiğini iddia ederek; yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, davalı adına kayıtlı tüm taşınmaz, araç ve bankadaki hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına ve davalının tüm aile mallarının yönetimi yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl cevap dilekçesinde özetle; gelirinin abartıldığını, emekli maaşı ve ... ...'taki evinin kirasından başka gelirinin olmadığını, bankalara borçlarının olduğunu, bu borçlarını eşinin bilgisi dahilinde yaptığını, ayrıca eşi ile olan ortak gelirinden karşılanmak üzere kız torunun masraflarını ve evlerinde çalışan kişinin aylığını karşıladıklarını, oğullarına kredi ile ev aldıklarını, oğlunun evine peşinat olarak 85.000,00 TL yardım ettiğini, konut kredisi kullandığını, ayrıca oğlunun otomatik talimattaki giderlerini ödediğini, ceviz ve zeytin bahçelerinin bulunduğunu, zeytin ağaçlarının küçük yaşta olduğunu, bu sene 35 kg yağ çıktığını ve bunu da ortak çocuklarına kullanacağını, ceviz bahçesinden bu sene 50.000,00 TL gelir elde ettiğini, bununla da kız kardeşine olan borcunu karşıladığını, geriye kalan 40.000,00 parasının bankaya olan borcunu ödediğini, cevizlerden 90.000,00 TL gelir elde ettiğini, eşi ile 42 yıllık evli olduğunu, bankalara olan borçlanmalarını ortak gelirleri ve bahçelerden elde edeceği gelire güvenerek borçlandığını, oğlunun ve torunlarının iyi bir yaşantı sürmesi için borçlandığını, bahçelerini torunlarına bağışladığını, bankalardaki hesap ve kredi kartlarından da eşinin bilgisi dışında harcama yapmadığını, bahçesi, çocukları ve torunlarının ihtiyaç giderleri için harcandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 01.04.2021 tarih 2019/973 Esas ve 2021/318 Karar sayılı kararı ile davalının herhangi bir savurganlığın ve müsrifliğinin bulunmadığı, dava dilekçesinde belirtilen olguların kanıtlanamadığı, davalının ani ve açıklanamayan bir nedenle eşin malvarlığında azalma veya buna dönük somut bir eylem ve işleminin esaslı örneğin evlilik birliği devam ederken, davacının üçüncü kişiyle ilişki kurması ve malvarlığının o tarafa gideceği tehlikesinin ortaya çıkması, taşınmazının veya ... evinin satış ilanı gibi, somut vakıa ve objektif tanık anlatımıyla kanıtlanmamış olması, diğer yandan taraflar hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasından davacının emekli öğretmen olup 2.800,00 TL aylık aldığı, tarafların ayrı yaşamalarının davacının durumunu yoksulluğa düşürmeyeceği gerekçesi ile davacının davasının reddine, 19.12.2019 tarihli ara karar gereği davacı yararına hükmedilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 21.02.2022 tarih 2021/1593 Esas ve 2022/377 Karar sayılı kararı ile yazılı yargılama usulünün uygulanması gereken davada mahkemece tensiple davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtilerek yazılı yargılama usulüne uygun dilekçeler aşaması tamamlanmadan karar verildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dilekçeler aşamasının usulüne uygun tamamlandığı, ancak tarafların yeni bir dilekçe sunmadığı ve yeni bir delile dayanmadığı, davalının herhangi bir savurganlığının ve müsrifliğinin bulunmadığı, dava dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanmadığı, davalının ani ve açıklanamayan bir nedenle eşinin mal varlığında azalmaya veya buna dönük somut bir eylem ve işleme sebebiyet vermediği, ileri sürülen iddialardaki gibi davalının üçüncü kişi ile ilişki kurmasının ve mal varlığının üçüncü kişiye doğru gideceği tehlikesinin ortaya çıkması ileri sürülmüşse de bunların ispatlanamadığı, ara kararla kadın yararına hükmolunan nafaka miktarının da az olduğu gerekçesi ile; davacının davasının reddine, 19.12.2019 tarihli ara kararıyla davacı lehine hükmedilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına ilişkin hüküm oluşturulmuşsa da günün ekonomik koşulları göz önüne alınarak bu günden itibaren geçerli olmak üzere 19.12.2019 tarihinde bağlanan 1.200,00 TL nafakanın 400,00 TL daha arttırılarak 1.600,00 TL olarak karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacının boğazını sıktığı, bu nedenle ceza mahkemesinde yargılanarak mahkumiyet kararı aldığı, davacıya hakaret ettiği, ayrılıkta ve geçimsizlikte kusurlu olduğu, davacının ayrı yaşamakta ve dava açmakta haklı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, ekonomik koşullar ve davacının ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın için tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru ancak miktarı az olduğu, ayrıca nafakanın kararın kesinleştiği tarihe kadar verilmesinin de usul ve yasaya uygun olmadığı, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına yönelik talebinin reddi açısından ise; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf sebeplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 inci maddesinin birinci fıkrasının b bendinin (2) nci alt bendi uyarınca yeniden hüküm kurulmasına, davacının davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına yönelik talebinin reddine, davacının tedbir nafakasına yönelik talebinin kabulüne, dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve daha önce verilen kararlarla mükerrerlik oluşturmamak şartıyla aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının başka kadınla ilişkisi olduğunun ve fütursuzca harcamalar yaptığının dosyada tanık beyanları ile ispatlandığı, davalı hakkında akıl sağlığının yerinde olup olmadığının dahi araştırılmadığı, eksik araştırma ile hatalı karar verildiği, kadına yaptığı ödemeleri gösteren makbuzların da dosyaya sunulduğunu belirterek tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davasının reddi yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davasında 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesinde belirtilen ölçüde ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî yükümlülüğün yerine getirilmesini önleyecek bir durumun oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.