"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1519 E., 2023/760 K.
DAVA TARİHİ : 18.10.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/717 E., 2022/121 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, eve misafir istemediğini, annesinin evliliğe müdahale ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, şiddet uyguladığını, kadını ailesinin evine yaz tatilinde bıraktığını ve tatil boyunca davalının arayıp sormadığını, tatil planlarını ailesi ile birlikte yaptığını, ortak çocuğun sünnetini bile kadının fikrini almadan yaptığını, ailesinin olumsuz söz ve davranışlarında sessiz kaldığını, kızlarını dövdüğünü, sürekli bağırıp hakaretler ettiğini kovduğunu, iftiralar attığını, davalının son dönemde evde tek başına yaşadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya Üfe oranında artış uygulanmasına, 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının hakaret ettiğini, aşağıladığını, iftira attığını, belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin eşine ve müşterek çocuklara yönelik ağır hakaretler edip, aşağılayıcı cümleler kullandığı, evden kovduğu, harçlık vermeyerek eşini parasız bıraktığı, müşterek çocuklara okulunuzu bitirdiniz, artık işinizi gücünüzü bulun ben size bakmak zorunda değilim ben kendi hayatımı yaşayacağım defolun gidin şeklinde sözler kullandığı, boş vakitlerde ailesine ilgi göstermediği, davacı karşı davalı kadının da eşine hakaretlerde bulunduğu, Konya'dan bir ev alınmasını, onun kendi üzerine yapılmasını, kayın validesinin ve eşinin kardeşinin tarafların müşterek hanesine gelip gitmemesini şart koştuğu, davalı karşı davacı erkeğin kusurunun ağır nitelikte olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın için dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, aynı miktarda yoksulluk nafakasına, TÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddîve manevîtazminat miktarı, vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat verilmesi, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, erkeğin eş ve çocuklara şiddet uyguladığı, kadının ailesine hakaret ettiği, aşırı kıskançlık gösterdiği, çocuklara anahtar vermediği için kapıda beklemek zorunda kaldıkları tanık beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususlarda kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurlardan Konya'dan bir ev alınmasını, onun kendi üzerine yapılmasını, kayınvalidesinin ve eşinin kardeşinin tarafların müşterek hanesine gelip gitmemesini şart koştuğu yönündeki verilen kusurların, 2016 nisan ayında tarafların birleştikleri ve 07.09.2019 tarihine kadar bir arada yaşadıklarından af kapsamında kaldığı halde bu hususlarda kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen hakaretlerde bulunduğu yönündeki kusurun sabit olduğu, erkeğin kusurlu davranışları karşısında kadının zaman zaman baba evine gidip gelmesinin kusur olamayacağı, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, yine de erkeğin ağır, kadının az kurulu olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, ayrıca ÜFE oranında artırıma karar verilmesi gerekirken TÜFE oranında artırım denmesi hatalı olduğu, kadın yararına maddî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddîve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu ancak faiz talebi olduğu halde bu konuda hüküm kurulmaması hatalı olduğu gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadın yararın aylık 2.000,00TL yoksulluk, 30.000,00 TL maddîtazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, 30.000,00TL maddî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, sair hususların kanuna ve usule uygun olduğundan tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili;kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, maddîve manevîtazminatın miktarı, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, maddîve manevîtazminatın miktarı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulü, yoksulluk nafakası, tazminatlar, nafakaya Üfe artışı uygulanması yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü,nafakalar, tazminatlar,nafakalara Üfe artışı uygulanması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, nafakalara uygulanan artış oranı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmünün 5. Bendinin kaldırılarak yerine yeniden kurulan hükümde "30.000,00 TL manevi" yazılacağı yerde "30.000,00 TL maddi" sözcüklerinin yazılmasının maddîhata niteliğinde olduğunun ve mahallinde her zaman düzeltilebileceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.