"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2102 E., 2023/214 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İscehisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/210 E., 2022/8 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkek vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, sürekli hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, sürekli iş değiştirdiğini, fiziksel şiddetine, küfür ve hakaretine maruz kaldığını,sürekli baskı uyguladığını beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline düğünde takılan ve borç ödemek amacıyla davalı tarafından alınıp geri verilmeyen 5 adet 32 gramlık altın ve 1 adet çerçeveli büyük altın'ın aynen müvekkiline iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedeli olan 2.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren en yüksek banka faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; isnat edilen kusurları kabul etmediğini, kadının ziynetlerini almadığını kadının ziynetlerinin bir kısmı ile bağ aldığını belirtip kadının sık sık evi terk ettiğini, birlik görevlerini yapmadığını kadının kendisini evden kovduğunu, tüm bunlara rağmen eşini sevdiğini ve birlikte olmak istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı,tam kusurlu olduğu davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, çocuklar ..., ... ve ...'nın velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 350,00 şer TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile, 3 adet gremse Büyük Altının ...'e aynen iadesine,aynen iadesinin mümkün olmaması durumunda 3 adet gremse altın bedeli olan 13.425,00 TL'nin davalı ...'ten alınarak davacı ...'e verilmesine, 1 adet 22 ayar kalın bileziğin davacı ...'e aynen iadesine ,aynen iadesinin mümkün olmaması durumunda 1 adet 22 ayar kalın bileziğin bedeli olan 8.224,00 TL'nin davalı ... alınarak davacı ... e verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyum olduğu,kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının, kadın ve ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarlarının ve hükmedilen ziynet alacağı bedelinin düşük olması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden erkeğe yüklenen kusurun gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurunun yanında kadına küfretme, SGK kaydı ve tanıklar ... ve ...'in beyanıyla sabit olduğu üzere düzenli çalışmama kusurlarını da işlediği, ayrıca kadına uyguladığı fiziksel şiddetin devamlılık arz ettiği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, kadının kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne, erkeğin kusura yönelik istinafının reddine karar vermek gerektiği, iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocukların yaşlarına ve ihtiyaçlarına nazaran 500,00'er TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelen istinafının kabul edilerek erkeğin iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddedildiği, kadının çalıştığı,bu bakımdan kadının boşanma ile yoksulluğa düştüğünün kabulüne imkan bulunmadığından kadın açısından yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından kadının lehine hükmedilen tazminat miktarına yönelik istinafı kabul edilip anılan miktarlar maddî ve manevî tazminat olarak belirlendiğinden erkeğin tazminatlara yönelik istinaf talebinin reddine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyum olduğu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, adli yardım talebinin kabulü ile kusuru, erkek aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tazminat miktarları, kadın ve ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarları ve yoksulluğun reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesi. 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 184 üncü, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.