Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4164 E. 2023/3388 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vasilik görevi sırasında kısıtlıya ait gelirlerin vasi tarafından kullanıldığı iddiasıyla açılan alacak davasında, davanın kısmen kabulünün doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun olarak hüküm verdiği ve hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/187 E., 2022/322 K.

DAVA TARİHİ : 01.10.2009

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının vasilik görevini yerine getirirken, kısıtlıya ait gelirleri kendisine harcadığını, bunun sulh hukuk mahkemesi vesayet dosyası ile sabit olduğunu, malvarlığında artış olduğunu ileri sürerek öncelikle malvarlığına tedbir konulmasını, toplam 70.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, tüm harcamaların belgeli olmadığını, elden verdiklerinin de olduğunu, çektiği maaşlarını kısıtlıya verdiğini, kalan kısımları ile de kira vs gibi ödemeleri gerçekleştirdiğini, vasi olarak ücret dahi almadığını, kendisine yetecek kadar maaşı, evi, yazlığı ve arabası olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 25.12.2014 tarih ve 2009/166 Esas, 2014/399 Karar sayılı kararı tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde ek bilirkişi raporunda tespit edilen bedelden 500,00 TL vasilik ücreti ile 3.000,00 TL'lik faturanın indirilmesi sonucu bulunan ve davalı tarafından ne şekilde harcandığı ve davacıya verildiği ispat edilemeyen 111.047,72 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili hükmün tamamına yönelik temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2017 tarih ve 2017/3048 Esas, 2017/10065 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından hükmün tamamına yönelik olarak karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

3.Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2018 tarih ve 2017/16345 Esas, 2018/8533 Karar sayılı karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddî veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebileceği, gerekli görülmesi halinde tarafların isticvap edilebileceği, Mahkemece alınan taşınmazların bedelinin ve tapu masraflarının davacı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği, tüm ödemelerin davacının kızı tarafından resmi olarak yapıldığı, doğrudan dava konusunun ispatına yönelik olması sebebiyle bu konuda isticvap yapılmadığı gerekçesi ile davacının isticvap edilmediği, davacının Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/92 Esas sayılı dosyasının duruşmalarındaki beyanlarının o tarihte akıl hastalığı sebebi ile kısıtlı olması dolayısıyla ikrar kabul edilemeyeceğine karar verildiği; davacının kısıtlılık halinin kaldırılmış olduğu bu dava sırasında tekrar çağrılarak dinlenilmesinde yasak bulunmadığı gibi tarafların beyanları ve dosya kapsamı itibarı ile davanın aydınlatılması için zorunlu olduğu, davacının beyanına göre davada iddia edilen gelirleri dışında başkaca yüklü bir geliri olmayan davacının, beş yıllık süre içerisinde kendisine harcanan 30.665,00 TL ile yaşamını sürdürmüş olması üzerinde durulması gereken bir konu olduğu, mahkemece; davacının ödediği nafaka, kira giderleri, taşanmaz alım bedeli ve bu işlemler için yapılan giderler, davacıya elden yapılan ödemeler gibi hususlar konusunda davacının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 169 uncu ve devamı maddeleri usulünde dinlenilmesi, varsa tarafların diğer kanıtlarının toplanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu bu seferki incelemeden anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tüm dosya kapsamında ve davacı asilin, davalının aile dostları olduğu, maaşı aldığı zaman kendisine verdiği, kendisinin maaşı dışında başka bir geliri olmadığı, geçimini maaşı ile sağladığı, davalının vasi olduğu dönemde kendisi namına olmak üzere kızı adına izale-i şuyu yolu ile alınan taşınmazların alım aşamasında ve sonrasında kendisi adına devirlerinde zorunlu harcamaların davalı tarafından yapıldığı yönündeki beyanı, hayatın olağan akışı içerisinde yapılan tüm harcamaların belgelendirilmesinin güçlüğü, taraflar arasındaki aile dostluğuna dayalı güven ilişkisi, davacının aynı zamanda kızı olan davalıdan sonraki vasisi tarafından dava dilekçesinde talep edilen alacak tutarı da nazara alınarak, bilirkişi raporunda 37.821,75 TL tutarındaki ödemenin tenzili neticesinde hesaplanan 72.738,11 TL tutarın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmış, ek bilirkişi raporunda tespit edilen bedelden 500,00 TL vasilik ücreti ile 3.000,00 TL'lik faturanın indirilmesi sonucu bulunan ve davalı tarafından ne şekilde harcandığı ve davacıya verildiği ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 69.238,11 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle, bilirkişi raporuna göre takdiren 37.821,75 TL tutarındaki bedeli alacaktan tenzil edilmesinin hatalı olduğunu, bu bedelin tenzilini gerektirecek davalı tarafından sunulmuş hiç bir belge bulunmadığını, belgeye dayanmayan bu bedelin tenzili usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının uhdesine geçirdiği para 33.700 Euro ve 50.602,20 TL olduğunu, davanın açıldığı 2009 yılından bugüne kadar geçen süreçte ülkemizdeki paranın alım gücü, enflasyon ve devalüasyon dikkate alındığında zararı çok büyük olduğunu, mahkemece davalı yararına belge sunulmadan takdiri olarak 37.821,75 TL'nin tenzil edilmesi hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, asilin isticvabı neticesinde taşınmaz alımı ve elden ödenen paralar konusunda tüm iddia ve beyanlarının ikrar edildiğini, davacı yanın da ikrar ettiği üzere İzale-i şüyu yolu ile satışı yapılan taşınmazları, o dönemde de kısıtlı olan ...’in ihale yolu ile yapılan satışa girmesine izin verilmediğini (hakim tarafından), önce kızı ... adına alınmış ve bundan 6 ay sonra ... adına bağış yolu ile devri yapıldığını, ihale yolu ile ... adına taşınmazın alınmasına gerek daha sonra ...’e devri için yapılan tüm masrafları/satış bedelini davacı asilin ve kızının isteği ile davacı asilin hesaplarından çekilen paralarla yapıldığını, davacı asilinde ikrar ettiği üzere her ay düzenli olarak davacı asile Euro ve TL hesaplarına yatan maaşlarından elden ödeme yaptığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan alacak davasında davanın kısmen kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 467 nci maddesi, 489 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 506 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.