Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4178 E. 2023/3666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, iştirak nafakası ve tazminat miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacının kendisini ailesinin yanında küçük düşürdüğünü, ailesini aşağılayıp kabul etmediğini, ailesi ile ilişki kurmasına engel olduğunu, kendi kız kardeşleri ve abisinin istekleri doğrultusunda hareket ettiğini, kardeşlerinin her türlü giderlerini karşılamasına rağmen kadın maaşını kuruşu kuruşuna sorguladığını, hamile kaldığında davalının odaları ayırdığını, kadına ve ailesine kötü davrandığını, aynı evde olmalarına rağmen görmezden geldiğini, kendisine defaatle ailesini evden göndermesini söylediğini, doğum sonrası ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, eşine destek ve ilgili göstermediğini, doğumdan sonra müvekkilinin kilo aldığını, onu artık bir kadın gibi görmediğini söyleyerek, kendisine olan güvenini kırdığını, çeşitli bahanelerle eşini reddettiğini ve aşağıladığını, davalı-karşı davacı isteksizliğine karşı tüm tedavi ve teklifleri reddettiğini, bir çok kez kadının ailesini evden kovduğunu, artık kendisini sevmediğini, evliliklerinin sona erdiğini, kimseye tahammülü kalmadığını ifade ettiğini, davalı-karşı davacının ortak çocuğa alışveriş yapması için verdiği kredi kartını kayıp/çalındığı gerekçesi ile iptal ettirdiğini ve bu durumu söylemediğini, bu nedenle kadına alışveriş merkezinde hırsız muamelesinde bulunulduğunu, kadının bunu neden yaptığını sorduğunda ise davalı-karşı davacının hakareti ve fiziksel şiddeti ile karşı karşıya kaldığını, davalı-karşı davacının akabinde çeşitli hakaretlerde bulunduğunu, öldürmekle tehdit ettiğini ve darp ettiğini, taraflar arasında yaşanan son olayda davalı karşı davacının müvekkilini ıslattıktan sonra hortumla dövdüğünü, yerlerde sürüklediğini, hakaret ettiğini, kendisini öldüreceğini söylediğini, boğazını nefesi kesilinceye kadar sıktığını, davalı karşı davacının kusurlu davranışlarından dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasın nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalının iddialarını kabul etmediğini, davacı-karşı davalının ailesinin ve akrabalarının olağanın dışında ve uzun süreli ortak ortak konutta kaldıklarını, müvekkilinin davalının ailesiyle hiç bir şekilde irtibat kurmadığını, müvekkilinin yakın akrabasına, ailesine bayramlarda ve düğünlerde dahi gitmediğini, müvekkilini akrabalarından izole olmaya zorladığını, davacı-karşı davalının tüm bayramlarda ve izinlerinde kendi ailesini ziyarete gittiğini, izinli günlerine ilişkin planlama yaparken müvekkilinin fikrini sormadığını, davacı-karşı davalının ...'da yaşayan iki kız kardeşinin ziyarete gelmelerinden rahatsız olduğunu ve gelmelerini istemediğini, davacı-karşı davalının evliliklerinin başından bu güne kadar hiç bir zaman maaşından harcama yapmadığını, davacı-karşı davalının tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, müvekkiline yönelik olarak fiili saldırılar gerçekleştirdiğini, 30.12.2019 tarihinde davacı-karşı davalının aşırı alkollü halde iken mangalda bir şeyler yaktığını, alevlerin tavana kadar yükseldiğini, ortak hanedeki tabloları ateşe atmaya başladığını, bakıcının olanları haber vermesi üzerine müvekkilinin yükselen alevleri hortumla söndürebildiğini, akabinde davacı-karşı davalının kadına saldırarak hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin ise davacı-karşı davalının kendisine zarar vermemesi için ellerini tuttuğunu, davacı-karşı davalının evliliklerinin başından beri müvekkilini sürekli olarak küçük gördüğünü, yaşanan bir olayda müvekkilinin yengesinin ve abisinin yanında "ben cerrah kadınım, elimi sallasam ellisi, şuan hazırda evleneceğim biri bile var" diyerek müvekkilinin onurunu kırdığını, 2019 yılı Aralık ayında davacı-karşı davalının müvekkiline ait işyerine geldiğini, işyerinde müvekkiline hitaben "...şerefsiz, iktidarsız..." diyerek hakarette bulunduğunu, masanın üzerindeki bardağı müvekkilinin üzerine fırlatarak kavga çıkardığını, taraflar arasında yaşanan her tartışmada "senin donuna kadar alacağım, soyup soğana çevireceğim başkalarına benzemem" şeklinde söz ve eylemler ile tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, geçimsizlikte müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun davacı-karşı davalıda olduğunu belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin davacı-karşı davalı kadına ilgisiz davranıp ayrı odalarda kalarak "seni istemiyorum, sevmiyorum, çakma doktorsun" diyerek, yine davacı-karşı davalı kadının ailesini istemeyerek onlara soğuk ve ilgisiz davranarak, davacı-karşı davalının doğumunda ve sonrasında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek psikolojik ve duygusal şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı kadını darp ederek fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı kadının ise üçüncü kişilerin önünde "şerefsiz, iktidarsız" şeklinde bağırdığı, elindeki suyu ve bardağı fırlatarak duygusal şiddet uyguladığı boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğu tarafların ayrı yaşadıkları süreçte ortak çocuk Nevra'nın davacı-karşı davalı anne yanında kaldığı, müşterek çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde de bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, çocuğun üstün yararı da gözetilerek velayetinin anneye verilmesine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve hakkaniyet ilkesi de gözetilerek çocuk için uygun bir miktarda tedbir ve iştirak nafakası verilmesi gerektiği gerekçesi ile taraflarca karşılıklı olarak açılan her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Nevra için takdir edilen aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının bugün itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye düşürülmesi ile bu miktar nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra ise aynı miktar nafakanın (1.000,00 TL) iştirak nafakası olarak olarak devamına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat, davacı-karşı davalının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine,

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, tazminat miktarı yönünden, Mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, velâyet, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve müvekkilinin tazminat taleplerinin reddi yönünden, Mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile; davalı-karşı davacı erkeğin istinaf isteminin esastan reddine, davacı-karşı davalı kadının iştirak nafakası nafakası miktarı ile maddî/manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf isteminin kabulüne, sair yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise esastan reddine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazasına, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 125.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın yararına tazminatların fahiş olduğunu tazminatların karşı tarafın zenginleşmesine yol açmaması gerektiği, çocuğun okul masrafları baba tarafından karşılandığı halde iştirak nafakasının arttırılmasının da haksız olduğu, erkeğe yüklenen kusurların ispatlanamadığı, asıl ve tek kusurlu olanın kadın olduğu ve davasının reddi gerektiği, annenin yoğun iş hayatının bulunması sebebi ile velâyetin kadına verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet ve iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.