Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4190 E. 2024/2309 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen erkeğe yüklenen kusurların, erkeğin reddedilen önceki boşanma dava dosyası ile de sabit olduğunun anlaşılması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1761 E., 2023/227 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/105 E., 2022/70 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı ile aralarında fikir ve mizaç uyumsuzluğu bulunduğunu, davalının kendisine ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, bu olayın iki defa tekrarlandığını, sonrasında bir araya gelip evlilik birliğinin devam ettirdiklerini, 9 yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının kendisine ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, davalının ortak çocuklarla kişisel ilişki kurmasını istemediğini beyanla ve evlilik birliğinin temelden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesini, Kayseri 5. Aile Mahkemesi tarafından lehine verilen nafaka kararının kendisi ve ortak çocuklar yönünden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili cevaba (karşı davaya) cevap dilekçesinde; evlilik birliği içinde ev kiralarının dahi davacı kadının babası tarafından karşılandığını, erkeğin kadına ilgi göstermediğini, çocuğu istemediğini, anne karnındaki çocuğa küfür ettiğini, erkeğin ailesinin çocuğun çirkin yaratık olacağını söylediğini, erkeğin ailesinin etkisiyle çocuğun kendisine benzemediğini, hastanede değiştirildiğini beyan ederek kadına baskı uyguladığını, çocuğu hırpaladığını, bir kere bile kucağına alıp sevmediğini, evlilik birliği içinde kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, ikinci çocuğun doğum masraflarına karışmadığını, kadının babasını darp ettiğini, kadını babasının evine bıraktığını, kadını tehdit ettiğini ve ters ilişkiye zorladığını beyanla, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata ve kadın ile ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmişir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının davasının reddine karar verilmesini, davacının ortak çocukları müvekkiline karşı doldurduğunu, eş olarak görev ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli tartışma ve kavga ortamı yarattığını, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, lehine yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 17.06.2019 tarihli ilk verdiği kararı ile; erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiş, kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadın yönünden vesayet denetimi yapılması ve kadının delil olarak dayandığı ceza dosyasının da dosyaya kazandırılması ve delillerin hep birlikte değerlendirilip karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma sebebine göre tarafların istinaf başvurularının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının heyete sevk edildiği, kurulun verdiği rapora göre kadının vesayet altına alınmasını gerektirir bir ruhsal rahatsızlığının bulunmadığı, kadın tarafın delil olarak sunulan Kayseri 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2009/1007 Esas, 2011/144 Esas, Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/143 Esas sayılı dosyalarının istenildiği, erkeğin kadına fiziki şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, evine bakmadığı, ortak çocuklara ''piç'' dediği, kadının ise çocuklarla babanın iletişim kurmasını engellediği, erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, hazırlanan bilirkişi raporuna göre çocukların uzun yıllardır anne ile birlikte yaşadıkları, çocukların duruşmada da velayetlerinin annelerine verilmesi yönündeki beyanları ve sağlık durumunun velayeti almasına engel olmadığı, çocukların mevcut düzenini korunması, çocukların isteği ve üstün yararlarının birlikte değerlendirildiği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile 20.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata, kadının tarafından süresinde yoksulluk nafakası talep edilmediğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin davasının reddi gerektiğini, kadının kusurunun bulunmadığını, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek erkeğin davasının reddine, kadının davasının talepleri ile birlikte kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kusurlu davranışların kadından kaynaklandığını, kadının davasının reddinin gerektiğini, kadın lehine nafaka koşullarının oluşmadığını, kadının nafakasının kaldırılması gerektiğini, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların fazla olduğunu, kadın lehine tazminat koşullarının oluşmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrasında kadının tanıklarının dinlenmesinin usule aykırı olduğunu beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın tam kabulüne, velâyetlerin babaya verilmesine, tedbir nafakasının kaldırılmasına, tedbir-iştirak nafakasının azaltılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddi ile erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararı akabinde, İlk Derece Mahkemesince kadın tanığı ... E. dinlendiği ve bu tanığın beyanı kusur değerlendirmesinde hükme esas alındığı, kadının tanık deliline dayandığı, tanık listesi sunmamakla birlikte tanıkların dinlenmesine karar verilen ilk celse bu tanığın hazır edildiği dikkate alındığında, tanık ... E.'nin dinlenmesine ilişkin işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, erkek tarafından açılan ve ret kararı ile sonuçlanan Kayseri 4. Aile Mahkemesi'nin 2015/539 E 2015/1052 K sayılı dosyasında erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle kusur belirlemesi yapıldığı ve bu kararın 25.05.2016 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu dava tarihinden sonra bir araya gelmedikleri ve birbirlerine yönelik herhangi bir eylemleri bulunmadığına göre, kadına kusur yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların ise gerçekleştiği, bu duruma göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, hâl böyleyken Mahkemece kadının az, erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin yerinde görülmediği, kadının boşanma talebinin kabulünün doğru olduğu, ancak erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesi gerekirken, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde görülmediği, ortak çocukların anne yanında kurulu bir düzenlerinin bulunması, idrak çağındaki çocukların velâyet tercihlerinin anneden yana olması ve dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporuna yansıyan beyan, gözlem ve tespitler dikkate alındığında, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinde, kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava dilekçesi içeriğindeki "Kayseri 5. Aile Mahkemesi tarafından verilen nafaka kararının benim ve çocuklarım yönünden devam etmesine" beyanı ile nafaka talebini ortaya koyan, cevaba cevap dilekçesinde de "kadın ve ortak çocuklar yönünden nafakanın aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesini" talep eden kadının süresi içinde yoksulluk nafakası talebinin bulunduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası ile yoksulluk nafakası yönünden kabulü ile erkeğin davasının reddine, kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, erkeğin tüm istinaf taleplerinin, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; istinaf başvuru dilekçesine ek karşı davasının reddine karar verilmesinin ve kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, kendi davasının reddi, velayet, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının reddi ile erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği, velayet, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen erkeğe yüklenen kusurların erkeğin reddedilen boşanma dava dosyası ile de sabit olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...