"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1364 E., 2022/2372 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/505 E., 2020/704 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2017 doğumlu bir çocuklarının olduğunu, davalı erkeğin, evinin, eşinin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, müvekkilin çalışarak evi geçindirdiğini, davalı erkeğin müvekkilin banka ve kredi kartlarına el koyup kendisi için harcama yaptığını, hiçbir zaman müvekkile sevgi göstermediğini, müvekkilinin doğumdan sonra işi bırakıp ailesine baktığını, davalı erkek ve ailesinin en ufak bir tartışmada dahi kavga çıkardıklarını, müvekkiline hakaret ettiklerini ve şiddet uyguladıklarını, müvekkiline, kayınvalidesinin "Yemek yapmakla karılık olmaz, oğlum senin neyini sevmiş, bizde kayınvalidenin kölesi olunur, ben kayınvalidemin kölesiyim, sende bunları göze alıyorsan al yoksa s.t.r git, benim oğlum tekrar evlenir, sen cahilin tekisin" gibi sözler söylediklerini, müvekkil ile davalı erkek kavga ettiklerinde erkeğin dayısının eve geldiğini, müvekkilinin anne ve babasının üzerine yürüyerek tehdit ve hakaret ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacı kadının annesinin sürekli olarak telefonla arayarak mesaj atarak evliliğe müdahale ettiğini, davacı kadının ise sessiz kaldığını ve bahane bulmaya başladığını, müvekkilin ailesi ile görüşmek istemediğini, eve gelip gitmelerini istemediğini, hatta çocuğu dahi göstermek istemediğini söylediğini, zaman zaman "Rahat bırakın beni, senle annem arasında kalmaktan bıktım" şeklinde söylediğini, davacı kadını kendi annesinin baskı altına almaya çalıştığını, 21.02.2018 günü davacı kadının evden ayrılmak istemesi üzerine ailelerle birlikte ortak evde konuşulduğunu, sonunda ise davacı kadının ailesi ile birlikte evi terk ettiğini, hatta eşinin ve çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için müvekkilinin davacıya 4.500,00 TL, babasının da cüzdanındaki parayı verdiğini, davacı kadın evden gittikten sonra dışarıda tarafların görüşmeye devam ettiklerini, davacı kadın kendisini gelip almasını söylemesi üzerine müvekkilinin 24.07.2018 tarihinde eşini ve çocuğunu alarak ortak konuta gittiklerini, ortak konutta halen birlikte yaşadıklarını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve bir kısım tanık beyanları ile tarafların boşanma davası açıldıktan sonrada birlikte yaşadıkları, dava süreci içerisinde barıştıkları, bu nedenle davacının ileri sürülen olayları affetmiş sayılacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararı kabul etmediklerini, somut olayda tarafların ortak konutta yeniden bir araya geldiklerini, bunun sebebinin küçük çocuklarının ihtiyaçlarının sağlanması olduğunu, dava devam ederken davalının bir süre ortak konutu müvekkilinin kullanımına bıraktığını daha sonra davalının elektrik ve su aboneliklerini kapatması nedeniyle müvekkilinin ortak konuttan ayrılarak ailesinin yanına gittiğini, barışma ve af durumu olmadığını, davanın reddine gerekçe gösterilen fiilen birlikte yaşama olayından sonra taraflar arasında adli vakaların yaşandığını, davalı erkek hakkında koruma ve uzaklaştırma kararları alındığını, bu hususların evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğinin kanıtı olduğunu, davalı erkeğin müvekkiline karşı fiziksel, ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddet uyguladığını, beyanıyla; davanın reddi, kusur belirlemesi, boşanma, tedbir ve iştirak nafakası, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği, özellikle dilekçeler teatisi aşamasında usulünce delil olarak dayanılan davacı tanığı H.G. nin ifadesi ve tarafların beyanlarından, eşlerin evlilik birliğini sürdürmek için boşanma davası açıldıktan sonra bir araya gelip birlikte yaşadıkları, bu suretle birbirlerinin boşanma davasının açılması tarihine kadar gerçekleşen kusurlu davranışlarını affettiklerinin anlaşıldığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, tarafların dava aşamasında ortak konutta birlikte yaşamasının barışma iradesi neticesi olmadığı, bunun sebebinin küçük çocuklarının ihtiyaçlarının sağlanması ve üstün yararı için olduğunu, zaruretten ortak konuta döndüğünü, kısa süre sonra müvekkilinin annesinin evine gittiğini, davalı erkek ile çeşitli husumetlerin olduğunu, cezai olaylar ve uzaklaştırma kararlarının dosyaya sunulduğunu, dikkate alınmadığını, müvekkiline tedbir nafakasına hükmedilmediğini ve mağdur edildiğini, davalı erkeğin müvekkiline hakaret edip tehdit ettiğini, taraflar arasında hukuki ve cezai sorunların yaşandığını, davalı erkeğin çocuğun gösterilmediği iddiası ile dava açtığını, tutanak tutturduğunu, müvekkilini ve çocuğu zor durumda bırakmaya çalıştığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi, kusur belirlemesi, boşanma, tedbir ve iştirak nafakası, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası yargılama sürecinde tarafların bir süre ortak konutta birlikte yaşamalarının barışma, davalı erkeğin dava tarihi öncesi kusurlarının affı niteliğinde olup olmadığı, davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.