"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/134 E., 2023/417 K.
DAVA TARİHİ : 14.02.2019 - 14.02.2024
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/202 E., 2021/899 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve kadın yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi başvuruların esastan reddine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre, birleşen tedbir nafakası davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen aylık 600,00 TL'den yıllık toplam 7.200,00 TL tedbir nafakası değerinin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; ... erkek vekilinin kabul edilen birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
... erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki ve davalı-davacı kadın vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evlilik öncesinde kadının erkeğin mirasından pay almaması konusunda anlaştıklarını ancak kadının evlilik sonrasında bu konuda sözleşme imzalamaktan imtina ettiğini, sürekli maddi taleplerde bulunduğunu, erkeğin çocukları ile iletişimini engellemek istediğini, erkeğin cüzdanını ve banka hesap cüzdanlarını karıştırdığını, yemek yapmadığını, çocuklarının evliliğe müdahalelerine sessiz kaldığını, tehdit ettiğini ve en son olayda fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; erkeğin kaba davranıp aşağıladığını, sürekli notere götürüp sözleşme imzalatmaya çalıştığını, tehdit ettiğini, ailesinin tarafların arasını bozmaya çalıştığını, eşinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamadığını, doktora götürmediğini, ibadet etmesini engellediğini, en son olayda yurt dışına çıkacakken banka kartlarını kadına değil komşuya ve oğluna bıraktığını, bu sebeple çıkan tartışmada tehdit ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, cinsel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE-TÜFE oranında artış yapılmasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen tedbir nafakası davasında kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, mirastan feragat etmesi için baskı yapan ve maddi ihtiyaçları karşılamayan erkeğin ağır, eşinin yakınları ile görüşmesini engellemeye çalışan, bu konuda kendisinden izin almasını isteyen, sürekli para isteyen ve eşini tehdit eden kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve ayrı yaşamakta haklı olan kadın eşin birleşen tedbir nafakası davasının kabulünün gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl yıllık ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve birleşen davanın kabulü ile kadın yararına 13.03.2020 tarihli ara karar ile hükmedilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar, birleşen tedbir nafakası davası ve asıl davadaki tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar, birleşen tedbir nafakası davası ve asıl davadaki tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve fer'î miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve asıl davadaki tedbir ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... erkek vekilinin birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
4.... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Peşin alınan harcın istek halinde davalı-davacıya iadesine,
Aşağıdaki yazılı onama harcının davacı-davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.