"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/799 E., 2023/508 K.
DAVA TARİHİ : 07.02.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/177 E., 2021/1403 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkiline fiziki şiddet uyguladığını, ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kalarak müvekkiline hakaret ve fiziki şiddet uygulamasına izin verdiğini, ayrıca kumar oynamayı alışkanlık halinde getirdiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının dava dilekçesindeki iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu kadının, evliliğin başından itibaren müvekkiline gerekli ilgi, sevgi ve saygıyı göstermediğini, evlilik birliğinin üzerine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, sürekli olarak müvekkilini aşağıladığını, küçük gördüğünü, kendisine layık bulmadığını, hor gördüğünü, müvekkilini kendi kardeşlerinin kocaları ile kıyasladığını ve her seferinde müvekkilini beğenmediğini söylediğini, müvekkilinden kendi kız kardeşlerinin kocaları gibi olmasını istediğini, müvekkilini kendisinden uzak tuttuğunu, karı-koca ilişkilerini engellediğini iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının müvekkiline verilmesini, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili lehine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkek eşin kardeşi ve akrabaları ile görüşmek istemediği, karşılaştıklarında onlara kötü davrandığı, ev işleri ile ilgilenmediği, çocuklara kahvaltı hazırlamadığı, erkeğe ''sen erkek misin işe yaramazsın'' şeklinde sözler söylediği, erkek eşin ise iddia ve bahis oynamayı alışkanlık haline getirerek evlilik birliğini ekonomik açıdan tehlikeye düşürdüğü, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar 'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen davası ve fer'î talepleri ve reddedilen boşanma davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı tarafından yapılmış bir istinaf başvurusu olmadığı, davacı-davalı kadına İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlu davranışların kadın yönünden kesinleştiği, davalı-davacı erkeğe İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusur dışında başkaca bir kusur yüklenmesi de kadının istinaf başvurusu olmadığından mümkün olmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın ise kanıtlandığı, gerçekleşen bu duruma göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu olduğu, erkek eşin de boşanma davasının kabulü şartlarının oluştuğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları ve eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, kadının hükmedilen nafakalara gelecek yıllarda ÜFE oranında artırıma tâbi tutulmasına ilişkin talebi olmadığı gerekçesi ile; erkek eşin kusur belirlemesine, erkeğin davasının reddine, nafakalara artış hükmüne, kadın yararına hükmedilen tazminata yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkek eşin davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile çocuklar için hükmolunan tedbir ve iştirak nafakaları aynı bentte hüküm altına alınmış olduğundan, infazda tereddüte neden olamamak için İlk Derece Mahkemesi Kararının hüküm fıkrasının nafakalara ilişkin kısımlarının tümüyle kaldırılarak, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davalı-davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.